Gömüt
Şarabı, görünmezden bertaraf kılıp
Beni, İflah edeceğini mi sandın? Büyüklerin titrediği çocuk kim sence? Her sefaretin sonunda Sonunda her cehennemin kapılarına dayanmanın Daha da büyütülmüş bir öfkeyle Nefretin mucizesine Orospusunun memelerine sarılan divane gibi inanarak İman ederek hıncın cüssesine Yıkarak geçmişini ölülerin, bugünden beslenen rivayetlerini Alıç dibinde yatan çobanların Hattice Ve kızıl topraktan Ve dağ soğuğundan Ve sam yelinden İbaret Kötüyüm, Çallıgedik eşkıyalarına dedemin kardeşini savdım, Yol yok, yolak yok Yine olsa yine savarım Varsın tatmasın esmer tenin tuzunu Şarap mı? Gülersem yüreğimi durdurup, İnsanlar cennete girer doğmadan Gölgemden ayrılan ızdırap Sızlıyorum -Ne yalnızdır şimdi o papaz, kilisesinde tanrıya inanmazken?- İnsan, Ölerek alır intikamını yazgıdan Derinlerinde ayyaş ruhu taşımaktan Yorulan hasmım Can düşmanım Kamalı, yatağan keskini Kalleş Kuyularına tırnaklarımla musallatım Başka bir dil bulduğunda yeniden konuşalım bunu Derler ki mucize görmeden buyruk almayanlar, Şaki, Dağda çocuğunu vurdu Gramofon dinlerken inandılar Deş deş bitmiyordu yüreğinin toprağı. |