Yüreğe ayrılık düşer..
Hasret`e sıkışmış adımlarım
Çıkmazın açmazlığında sesim Gidişin coğrafyanın kanaması Gün batımı Küle dönercesine erirken Gidişin suskunluğum olur Yürek tedirgin, Titriyorum uzağında Akrep ile yelkovanın tınısında. Çelişik bir zaman Yüreğe ayrılık düşer Firari künyen kapılır sulara Kıyısında ağlamak kalır payıma Bir sızının kuşatmasında Düşen yitik bir suret Hani bir tebessüme ser verilir ya Apansız bir darbenin yarasında Sınırsız ufuklar acıtıyor sende takılı gözlerimi Gidişin; yeşil bir hüzün Fırtınada savrulan incecik bir dal Köküne tutamayanların öyküsü. Gidişin ,yollarda kırılan dizlerim Yerlere saçılan düşlerim Gerçeğinde acıyla yakılan eylül yaprak dökümü Hazan mevsimi Yağmur zamanı Bulutlar geçidi Habersiz gitmenin zamanı mıydı? Bu zamansız çığlıkta neyin nesi Her çığlık sarılmaz bir yara Daha bir dersim halayına tutulacaktık munzur un kızından türküler düşecekti yüreğimize Ve roj akşamlarının hayallerine uzayacak mercanlarda şafak kesilecektik Yaban bir aşka çarpmıştı yüreğim Kekik kokulu dağlarda Kaç hatırayla kanadın Kaç düş biriktirdi çocuksu bakışların Ağlamaya hazır gözlerinle kaç şafağı bekledin Günlerin suretinden yol alıp gidişin Anılarımıza damlayan acıların Bilinmezliğinde ıssız bir yalnızlık Yollar seni bizden koparırken Gidişin, yakamın sensizliğe tutulması Yani özlemek bu dağlarda Yanaklarımdan süzülen anılar demekti Her ayrılık ömür kemirir Her gidiş yeşil bir hüzün İncecik yeşil bir dalın kırılması oldu.. |