Doubt...Aklım kundaklanmış ege kıyıları gibi gibisi az birazdan dikerler yedi yıldızlı otelleri. Telgrafın tellerine konan kuşlar hiç susmuyor kafamda. Dış arası Kavgam dün başlamış sanki içtiğim kahvenin tadı yok Kahvehaneye gidiyorum okeye beşinci aramıyor kimse . Zaten ismim yazılsa ne olur kağıttan bardakların dışına dön/üşüyorum eve. İç arası Hanem içre çekiliyorum tutunuyorum kapı kollarına pencere korkuluklarına et girmeyen tencere kapaklarına Tam takır kuru bakır buzdolabımın kapısı açılıp kapanıyor Haşlanmamış hür ve kabul edilmiş çift salaklı yumurtalar derneği Billumunati omletleri bunlar hep. Ütüsüz gömleklerimin yakalarını öpüyorum özenle, Kopmuş pantolon düğmeleri gibi hissediyorum kendimi. Dilini bilmediğim insanlar geçiyor karşıma Kırmızı ışıkta bir kaza bir kader Tin ve töz Dış arası Toza soran Bandini’nin salaklığından ve minik bir pedofili olan Polanski’nin saplantısından gına gelene değin. Sarkaçlar bakraçlar Köpekler Kediler fareler ve sıçanlar Adı hamster olunca tatlı olan ardışık suretlerden, Che tişörtü ile komünist olanlardan Osho’yu guru sananlardan Niche ile filozof olanlardan gına gelene değin. İnşaata topun kaçtığı Yolun sonunda minibüs bekleyen ablalarının eteğinin kalktığı Süt gibi bacaklarda şeyhlerin gezdiği Kenar mahalle dilberlerinin ata bindiği ve şiir ettiği Zamandan gına gelene değin gezdim Elimde bir nokta bir virgül biraz ünlem soru işareti kılıklı adam koydular adımı. Oysa ne sordum ne söyledim Türküde dediği gibi neyimi söyleyeyim kör oğlu köre. İç arası Orta yerinde bu şiirin pişmaniye satılıyordu İzmit garında Hızlandı tren Kollarımda kara sinekleri Ankara’nın. Ölümlü şeyler 1357 bölümlü diziler Full HD TV’ler. Günlerdir giydiğim penye de değişen renkler Sahipli dürtüler Sahipsiz düşükler Merdiven altı kürtajlar Muta nikahlı döllenmeler Eller Ellerin Diller Dillerin Yanlamasına bir küfür Kültürlü fenalık çocuklarına dahilim ben Hiç mırın kırına gerek yok Artık kırılmam kimsenin karşısında cesareti olan suratıma dönsün kıçıma değil. Yalayanların yalamak için kapananların Dolana dolana yolu uzatan devrimciliklerin Köşeden köşeden östrojen kokusu salmayı bi bok zannedenlerin Yüzünden kafayı yedim. muhtemelen bu kitlelerden birine bende dahilim. Artık gelmesen de olur diye başlar şiir Ve İsa doğmaktan vazgeçer Musa zaten boğulmuştur Nil de Muhammed hala aynı mağarada hapis. Tanrım senden şüphe duyduğum için özür dilerim Ama artık inanmıyorum Kendime Kullarına Ve bize indirdiğin şiirlere, insan nefsi karışmadığına. |