aşekaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın aşeka,
sarmaşık manasına gelir sözlükte. nasıl ki sarmaşık, çepeçevre sardığı ağacın suyunu emerse, onu soldurup zayıflatırsa ve hatta bazen kurutursa, aşk derecesindeki sevgi de sevenin sevdiğinden başkasına ilgi duymamasına ve onu sarartıp soldurmasına sebep olur. işte belki de bu yüzden aşeka’dan aşk türemiştir. ah aşk güneşim bir eksik, gölgem hep bir fazlayken ilişme bana öyle hüzün hüzün salkımsız bağ, yankısız dağ gibiyim görmüyor musun ilişme bana öyle üzüm üzüm mahzen olma olasılığımı kabartıp bizi yine, yeniden mevsimsiz hasat eyleme ya da saksıla sen iyisi mi kokusu fesleğen akşamlarını kapısını, penceresini de aralamayı unutma gecenin arala ki, bir gece ansızın yine gelebilme, yine o eşsiz mabedine teraslanabilme ihtimalim baki kalsın arala ki, o kokusu lal, o dokusu nihavent teninde yine, yeniden fısıl fısıl, fasıl fasıl kıvrılabileyim kıvrımlarına ay denize düşmeden, vakit kuşluğa dönüşmeden, topla tasını tarağını, göğünü, kuşağını topla, sevabını, günahını ve bohçala yarınlarını gel gayrı gel ki, gün ışığınla yıkansın vuslatıma musallat kinim gel ki, ıslah olsun senden kalma sabahlarıma uyanan yorgun kirim ve çözülsün... çözülsün artık sana tel tel örgülediğim şu asi dilim yeter ki gel gayrı… ilhanaşıcıtemmuzikibinondokuz |
aşeka'nın dikenlerine ağız süre süre okudum şiiri...
ciddiydi, harbiydi, can vurumluydu...