Kar Altında Buza Kesmiş Yangınım
Sevgilim ah! Sevgilim
Soğuk gecelerin sensiz karanlığında Sıcak ülkeler düşleyen kimsesiz bir çocuğum ben Kar altında buza kesmiş yangın Bin yıldır dumanı tütmeyen -ateşe küskün- bir baca Yüreğinde bombalar patlatılan bir savaş ortasıyım… Gözyaşından vurulan sessiz bir çığlık Ve yalınayak, yurdundan kopartılan -yaralı- bir göçmenim Yokluğun zindan/ yokluğun ayaz Yokluğun yüz bin yıllık yalnızlık Yokluğun korkunç bir hiçlik duygusu Yokluğun ser sefil çaresizlik Yokluğun deprem Ve üzerime amansızca çöken hasret… Sevgilim ah! Sevgilim Dünyayı başıma yıkan, hasretin senin… Hava soğuk, hava ayaz, hava bıçak gibi keskin Her yer uçurum Her yer uzak/ her yer tuzak bana… Firari bir aşkla kaçağa düştüm İzinsiz girdim sahillerine Tel örgülerini/ aşılmaz duvarlarını aştım senin Varoşlarında dolaştım durdum yüreğinin… Sevgilim ah! Sevgilim Firari bir aşkla kaçağa düştüm -telsizlerde adım- Görüldüğüm her yerde vuracaklar beni Bu yasaklanmış aşklar diyarında bana yer yok artık Yüreğine sığınıyorum -zulamda saklı kalan kırık dökük bir sevinçle- Dudaklarına karışıyorum -yalınayak/ toz toprak/ yaralı bir gülüşle- Yüreğim sana hasret -kavuşmanın güldüren yüzüyle- Sevdam sana mülteci -aşkın birleştirici ve iyileştirici gücüyle- Duvarları, tel örgüleri, dünyaları aştım da geldim Sevgilim ey! Sevgilim Yüreğine kabul et Yokluğuna kaybolmadan tut beni… Ağustos 1988-Temmuz 2019 |
Yokluğun zindan/ yokluğun ayaz
Yokluğun yüz bin yıllık yalnızlık
Yokluğun korkunç bir hiçlik duygusu
Yokluğun ser sefil çaresizlik
Yokluğun deprem
Ve üzerime amansızca çöken hasret
"Yokluğun deprem" diyen şairimi KUTLUYORUM.