BAŞTAN ALIYORUZ
BAŞTAN ALIYORUZ
Cumhuriyet; Caddesinde, yürümek için, kayhan’dan başlıyoruz. Caddenin; Ortasında tren rayı, Etrafında dükkanlar. Ortada; Tek, tük seyyar satıcılar. Biraz kalabalık, bira sakin Buruk, heyecanlı insanlar. Çeyizlikleriyle; Heyecan süzen, Süslü, gelinlik kızlar. Ray’ın etrafında banklar. Banklarda; Yorgun, düşünceli ihtiyarlar, Hatıraları kaynatırlar. Ayak diplerinde; Üç, beş torba, sebze, meyve. Belliki; Reyhan pazarından, almışlar, Torbaları işaret edip, Fiyat soruyorlar. Reyhan pazarı; Cumhuriyet caddesinin, Ortasına denk gelir. Zengin lezzete; Fakir fiyatı için, Dalar, reyhan kalabalığına. Eyy; Aziz Bursa, Birzamanlar, sen ne güzeldin..! Esnaflar; Dükkan önünde, Kendi halinde. Kiminin elinde; Çay, sigara, Kiminin çekirdek, Kiminin, borç, alacak. Ertuğrul türbesinde; Dualar eder, müminler. Gençler; Darbuka, gitar, Şarkı söyler. Kalabalık dinler, Esnaf stres atar. Açlar; Toklar, Zenginler, fakirler, İhtiyarlar, gençler İç, içe gezerler.. Caddenin; Sonu görünür, uzaktan Karşıda sür, sür üstünde Cafe Solda; İhtişamlı, pirinç hanı. Önünde; Banklar, Köşesinde kebapçılar, Karşısında tatlıcılar. Eyy; Aziz Bursa, Birzamanlar, ne güzeldi köyler. Duvar dibine sinmiş, İhtiyar yoksul. Eski paltosu; Eski ayakkabısı, kirli saçları, İri, boncuk mavisi gözleri. Omuzları hareketli; Gözleri dalgın, Birşeyler, dinliyor gibi, Sevimli, yoksul amca. Önünden geçenlerin; Dikkatini çekiyor. İlginç bulanlar; Yaklaşıp, resim çekiyordu. İhtiyar yoksulun, Hiç birşey, umrumda değildi. Kebapçının; Çığırtkan çırağını, dinliyor. Lezzetli kebapları, hayal ediyordu İri; Boncuk mavisi, Kısık gözleri Tatlıcının vitrinin’de, Halkalı tatlıları, suzuyordu. Belkide; Çocukluk günlerine, Tebessüm ediyordu. Belliydi; Saatlerdir, karnı açtı Kebap kokusuyla, doyuyordu. Saçı kirli; Eli kirli, üstü başı yırtık. İri; Boncuk mavisi, Gözleri zengin, diriydi. Cebinde; Parasının, olmadığı belliydi, Önünde, ne kutu, nede mendil, Parmağında, sigarasıda yoktu. Her haliyle; Gönlü zengin, yoksuldu. Resmini; Çekenlerde, bahşiş veriyorlardı. Eyy; Aziz Bursa, Bir zamanlar, ne cömertti, Secde edenlerin. Cumhuriyet caddesinin, Sonu göründü. Bankların arkasında, Genç bir adam, belirlendi. Siyah paltosuna sarılmış; Yere, yüz üstü uzanmış. Önünde boş kutu; Kutuda üç, beş metelik. Kutuda el yazısı ile; "Ben açım " yazıyordu. Yanından gecenler; Kutuya bir, bir para atıyordu. Genç adamı; herkes bilirdi, Genç adam şarapçıydı, Şarap için, dileniyordu. . İhtiyar ve yoksul adam; Açtı, parasızdı, zararsızdı. Hiç kimse, tanımazdı. Eyy; Aziz Bursa, Evliyalar dergahı Bugünlerde mi, yaşayacaktın. Eyy; Aziz Bursa’m, eyy..!! Yeşil çam’ın; Vaz geçilmez, Doğal platosu, Aziz Bursa’m. Bu nasıl , sahne. ? ...!! Tamam; Tamam, Kestik, kestik. ..! Toparlanın, Baştan alıyoruz. . Bilent Atalay 23/06/2019 Bursa ARŞİV : profil.edebiyatdefteri.com/komsukalp/ |