KISIR DÖNGÜ
Ben burada dört duvarın ardında
Arkama bakakalmış Üşengeç uykularında aldanmış Yastığı eskimiş bir cin buldum kendime İçine sığmadı içim dışıma uymadı ipi Boynuma kement yıllardan artık zamanım... İçinde bir efsun İçine içim gizlenmiş Sanmayın kımıldadı içimde yaprak Zaman bana el sallarken uzaktan Kapıldığım yarınımdan kurtaramadım aklımı... Yangın yerinde bir kürek Devinip durdu içimde lanet Ağlamaklıydım evet Ruhuma zincirler vuran Nerede tövbem nerede duam Bir sual bu İçimden süzülüp önüme düşen Bir akıntıya kapılmış gibi ömrüm İçine gizlenecek bir duvar arkam yok Çekilip kenara şöyle Akıntısını izlerken Yol bulamamak kendine kusunca Karnının ağrısına kesmeli balta Sapı göğe ulaşan Bir açmazın kırbacını Yine de tümsekler Sokulur düşüme de içim zıplar Bana yollar gerek nerde aşılacak Nerede Soyup ruhumu ilk geceden İçine bir zeytin ağacı ekecek... Bu bir döngü bu bir labirent Bu içinden kaçılmaz bir gök suyu Ya ölmeden ya da değmeden dizlerime bir ihtiyar Beni kim alıp ruhumdan çekecek.... Ne kadar daha ey Tanrı ne kadar daha sürecek Beni cennetten attığın Sancım ne zaman bitecek Kımıldadı sanki gök Tükürdü içini yer Kan kusan akıntıdan Beni kim tutacak Bağlayıp çarmıhına İsa nın Liğme Liğme edip yorganımı Bu soğuk gecede Üşümesin diye solgun soyluluğum Beni peygamber tapınağından İlk kim kudurtacak Ya da uslandıracak ruhumu Tekmeleyerek göğsümü Bağrıma saplayıp kuşağını Ruhumu evrende Kurmadan zamanı Söyleyin kim döndürecek... |
kutluyorum kaleminizi.
ilham perileriniz her daim yanınızda olsun.