Kendime kırgınım
Kırgınım...
Kime kırgın olduğumu bilmeden... Neye isyan ediyorum ben... Neden yaşatıyorum bu anlamsız acıları... Hem kırıyorum, hem kırılıyorum... Neye kırgın olduğumu bilmeden... Belki hayata, belki sana, belki de kendime kırgınım sadece... Bilmiyorum... Kırgınım... Bu yüreğim volkan gibi kaynayarak yanarken... Nasıl oluyorda bir anda buz dağına dönüşüveriyorum... Anlayamıyorum... İçimde sevgi parçacıkları tutuşurken... Neden böyle yıkıcı oluyorum bir anda... Parçalıyorum etrafımdakileri... En çok sevdiğimi bile, bir anda kırıp, un ufak edebiliyorum... Kırgınım... Nefretime kırgınım... Yüreğime kırgınım... En çokta, sevmenin,sevilmenin değerini bilmeyen kalbime kırgınım... Kırgınım... Huzuru veren doğanın yeşilliğine... Ruhunu ferahlatan denizin maviliğine... Cıvıl cıvıl öten bülbüllerin sesine... Bunları görmeyen gözlerime, duymayan kulaklarıma kırgınım... Herşeye kırgınım... Kalbime kırgınım... Beynime kırgınım... İkisinin arasında kalan, benliğime kırgınım... Kendime kırgınım... Kırgınım... Çok kırgınım... Çok... Sarılmaya korktuğum sevgime kırgınım... Beceriksiz oluşuma, korkaklığıma kırgınım... Belki de bir hayalden ibaretim... O yüzden sonuçlandıramıyorum sevgimi... Kırgınım... Anladım... Aslında ben sadece kendime kırgınım... Sadece kendime... Yazan : Recep Hamza |