bakışların diyorum
tetik boşluğunu alsaydı eğer
vuracaktı kalbimi


ah sevgilim ah
aşk,
mantar tabancası değil ki


bunun gezi var
gözü var
arpacığı
mercimeği
fırını..


gözlerin dokuz doğururken aşkı
onuncu köyden getirdim
hedef tahtasını


sana düşen,
bana düş’sün diye
gerçeğin setini aşacak kadar yivlemendi, niyetinle


ah o dizlerin titremese hemen
ellerinden önce..


bu yüzden derin nefes almalısın ilkin
martılara verdiğin simith’i düşün
wessonu düşün
korkma
bir parmağın tetikte
geri kalan 9
patlamaz
o tetiği çekme
-dikçe


bırak bırak
zaten yakışmıyordu o beyaz ellere
hem gözlerin
kapanıyor hemen
gül açmadan önce..


gel,
ağzının kenarında susam
dizlerinde barut kokusu


kaç kalibre eder ki parmakların
tutuşunca elime


bırak şimdi nefesi
dolsun ciğerince..