61.. idâmlara kızmıyorum üzünçüm gelmedi bakraçlarla pınarıma gözyaşı ne ki ! tuna nehri bile akmam demişti sayılar namevcutla gitti prostat yoklamasına kuşluk vakti olsaydı boyun kemiği gölgesinde yaprak hışırtıları duymazdım sesi kısık kuşları baş aşağı asılı yarasa kanatlarında askerî yargı alt yazıyla geçerken hisler lâbirentinden üç ayaklı sehpada unutmuştu insanlığı ! alnına cehennem yönlü ok işareti yapmışlardı iğrençliğe kızarmıştı ve çarpık duruyordu beyazı kanlı hüküm kararı sepya fotoğrafçısı nişanlı kınası parmağında gencecik bir deniz subayı -anıyor//acıklı ve travmalı zamanlarını -’koğuş nöbetleri üçer saat aralıklı’ işkenceler..aşağılık düşüncelerin pazarlaması duygu mabedinde katledilen inançları süngülü intiharlar ardına şerefsizlik kutsamaları bir insan’a mı yapılırdı güneşler sönüğü aysız geceler karartması omzu kalabalık yıldızlı ve de dik yakalı leş kargaları değil ! diyorsa yandaşları bu eziyet-i zulüm ocağı yassıada toplama kampı// holokost sonrası-yarı toplumsal akıl tutulması... (çünkü-çılgınca alkışlıyordu diğer yarısı) .. |
“Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın"...
...........................................Saygı ve selamlar..