2
Yorum
4
Beğeni
4,0
Puan
1277
Okunma
Eteklerinde bir ömür geçireceğim dağ sanırdım,
Yüreği mangal gibi genç delikanlıların,
Bakışları toy bir gence değmesin diye gözlerini saklayan,
Küçük bir serçe ürkekliğinde mağrur, elleri kınalı,
Bir pencere aralığında sevdiğini görebilme ihtimali ile mutlu olabilen,
Daha 17’sini bitirmemiş sevdaların yaşandığı o küçük yeri,
Yani; köyümü.
Ve öleceğim yer sanırdım,
Çıkarsız sevdaların yaşandığı,
Sımsıcak havası ile kış ayların da bile yürekleri ısıtan,
Ve dumanı gitmemiş sıcacık çorbamı içerken gördüğüm;
Bir sevda tablosu olan bir avuç insanın küçücük yüreklerine sığdırdığı,
Dağlar gibi sevdaların tek bir uğurda çarptığı o tatlı yeri,
Yani; evimi.
Şimdi sen sanıyorum ölmeyi
En güzel gecede sabahı görmeyi
Tatlı bir nefes hissediyorum ensemde
Rüzgarın kokusunu sen sanıyorum
Eteklerine de büyüdüğüm dağdan hiç korkmadım
Ağladığım gecelerde ona sığındım
Bütün çıplaklığı ile anlattı gerçeği
Bir an da iki ayağımın üzerine zıpladım
O günden beri ben buradayım
Tek başıma yaşamayı anladım
Çok acı çektim
Ağladığım zamanlarda o çorbanın kokusuydu sığınağım
Ve şimdi öleceğim yer de belli ineceğim liman da
Kalmayı istediğim son durak;
Sen…
Benim o eteklerinden çıkmadığım dağım ol
Ve yalnız sana ağlayayım
Şu dünyanın yalan gerçeğini sen boz
Ve öleceğim yer de kalacağım yer de sen ol…
4.0
100% (1)