üç silahşörsöğütleri derenin ne anlattığını bilmiyorsun onlarda bilmiyor atıyorsun sekiyor suya ağır taşlar uzaklarda yosunlu şarkı adımız toprak materyalist ikilikler asıl acı duyamamak düş kadının saçlarında fırtınayı anlatmak istedikçe kısalan gülümsemeler dizini bağcıyı dövmeye gidenler var içimizden cam evden alkol almadık gayet sarhoşuz ben birliği anlatıyorum o avuçlarımı kırmızılı bir inancın semahında ikimizin adı da savrulan sarı ölüyoruz dirilme meye eylül sondaları belalı tümseğin ardına son bir yürüyüş hiç karışılmayacak akıl diline sonra sus empoze eden bakış o bozkırı öptün güneş ateşi ekmek beyazı dalgalı başaklar saçların yel değirmenlerini getir koşacak toprağa can suyun veren bulut |