ÇOCUKLUK YEMİNİ VE OYUNDA HUKUKSen çok mızıkçısın, yalancısın! Hem hileci, hem oyunbozansın. Hayır, diyorsun! İnkârda mısın? Yemin et, herkes sana inansın. Yalan yemin etme, çarpılırsın! Sonra arkadaşsız da kalırsın! Söyle, sen bu yemine var mısın? Haydi, öyleyse gel başlayalım: “Balon gibi pat, pat, patlar mısın? Tuz gibi çat, çat, çat, çatlar mısın? Minareden, hop, hop, hoplar mısın? Pis kokuyu, kok, kok, koklar mısın? Yalan söyleyen hemen ölsün mü? Anasını şeytan götürsün mü? Yalancıya, herkes tükürsün mü? İki gözüm ölünü görsün mü?” ...... Parmaklar, çengel tutturulurdu. Hem sallanılır, hem sorulurdu. Yalan söylemekten korkulurdu. İşte en büyük yeminimiz buydu. ...... Can alıcı sorgunun sonunda, Verilen cevaplar olumluysa, Güzel karar çıkardı gurupta. Denirdi ki: “haydi dön oyuna!” Galiba en gerçek sorgu buydu. Zanlılarda hâkim de çocuktu. Yeminle yalan söylemek yoktu. Bunun adı, oyunda hukuktu 02.05.2019 Mustafa YÜKSEL |