esinebende seni, bir ben biliyorum bil’esin yosun kokulu bir temmuz akşamının ıslaklığı kirpiklerimden damlarken ağlamak sanacaklar bakışlarımda esrikliği kimse bilmiyor... bir ben biliyordun bir ben biliyorsun bir sen biliyorum gözlerinden çağal-çağal ırmaklar akıyordu nefesinin tınısında nağmeler neşr’ediyordun çehrende uçsuz bir coğrafya enginde zemheri kıyısında yangın ve gül koparmak saçlarından dermek kendimi senden bir ben biliyordum bil’esin |