Okur musun Postacı
Adresi yok gönderdiğim mektupların
Postacı, sen okur musun? Hani bir zamanlar masumiyet vardı ya her yerde Söylesene Hala oralarda mı, ahlat ağacının dibine uzanıp gerçekleşmeyecek hayaller kuran masum köy çocukları? Patik örüyorlar mı torunlarına, sokakların kapı önlerinde, yazmalarının tepesine sakız yapıştıran nineler? Hep hatırlarım, bayram günü ellerini öpen çocuklara saçlarını okşayarak söyledikleri sözü, “Yine gel”… Üzüyorlar mı annelerini, sokakta top oynayıp terli terli su içen çocuklar? Kaça bölüyorlar, harçlıklarını birleştirip alabildikleri bir simidi? Hala taşıyorlar mı içlerinde, her şeyin güzel olacağına dair ümidi? Biliyor musun postacı, şimdi güneş bile ısıtamıyor, bir zamanlar elektrikler kesilince, gaz lambasıyla aydınlattığımız yoksul odamızı. Anlatılan hiçbir masal etkilemiyor bizi, kuzine sobasının tavana yansıyan ışıltısı kadar. Yarası yardan tatlı ilişkiler kalmadı Mesela ömrümü verdim bir güzele, içinde maneviyat var diye almadı… Veresiye ilişkilerin getir götür işleri olmuş şimdiki sevdalar. Ele ayağa düşmüş Sen seviyorum demişsin, o hakaret sayıp sana küsmüş! Bu nasıl oluyor be postacı? Hani sevdiklerimiz ömür boyu ellerimizi bırakmayıp yanımızda kalacaktı? Şimdi kimse kimseye hiçbir şey vermiyor, ama herkes herkesten alacaklı! Bir zamanlar yere düşürdüğümüz ekmekten korkup, öpüp alnımıza koyarken, hani günaha girenler yanacaktı? Her şey Yalanmış be postacı…. Gerçek olan bu dünyada yananmış! Hatırlar mısın? Kapısına kilit vurmayan komşularımız vardı Yoldan geçene kurduğu çilingir sofrası, karnı aç olan hırsıza bile ardı! Birinin acısına yedi kat el bile üzülürdü ya eskiden, Hep beraber su içtiğimiz için miydi aynı testiden? Ben yanlış zamanda birini çok sevdim be postacı Sorma işte, sonrası çok acı… Dile kolay söylemesi, yüreğe zor Hiç bu kadar sevilmiş mi, bana değil ona sor! Bu yüzden yorgunluğum senden öte, sevdam Mecnun’dan ziyade Bilirim yine geri getireceksin olmayan adreslere gönderdiğim o mektubu Çünkü taahhütlü iade… Yüzyıllardır umut ekip yalnızlık biçerim Dışımda sahte ilkbahar, oysa zemheriden beter içerim Ne cennete girebildim ne de cehenneme Her gece tekrar tekrar ölüp sırattan geçerim! |