zamanı azil
Kırık sunakların öyküler anlatma gücüne sadık kaldım
bir hiç olabilmeyi becerdiği vakit Varlığın kurban töreni İhanet orda başlar işte Doğu tarafından ansızın gelen yağmurlar gibiydi Başladığı yerde ihanetin modeli Yalan öyküler anlatırım Düşen ve yürümeyi tam anlamıyla bilmeyen Aptal bir çocuk muyum? yaşamı o kadar da resmiyette tanımadım Güzel şarkılara şirk koşacak kadar tutunmadım Beni ben yapamayan prensiplere Hadi konuş eğik bir doğrultuda deseler Toz olmuş tütünden başka aklıma çapa vuran imge yok Zaman; Yeni doğan bunaltı Kundağında sıcacık ve masum Kötü ırsı kar kürtünleri ve daha birikinti Süreğen mevsim geçişleri Boydan boya uzanırken büyüyen yaşamın belirsiz izleri anlaşılmaz olmaması lazım Olgunlaşan gecelerden Buluğa eren herhangi nitelemesi taşıyan acıyla gelir Ahraz öykünün bedeni teninden anlıyorum taze tutulmuş kurban yasasıyla Göçemeyen vefalı komşumdur İnsanlar arasında ören duruşuyla yaşar Aklımda ulu ve bayraksız bozkırlar var Sahipsiz olmak zorunda kalırcasına |
Akıcı bir şiir gördüm dizelerde…
.................................................... Saygı ve selamlar..