KİM BİLİR?
Yaz bulutları gibi şu hercai gelişin
Kaç cananı aldattı; rahmet sandı kim bilir? Kaç zafer meşalesi tutuşturdu gülüşün, Kaç sine harap oldu, kaç düş yandı kim bilir? Bakışların tambura, dilin sarmaş dolaştı. Hünerli parmakların perde perde dolaştı. Kaç handan tezenene vurulup nalânlaştı, Şedarabandan çalan tele kandı kim bilir? Şaduman gecelerin erguvan boyasında, Vuslat uykularına dalıp ütopyasında, Kaç Leyla yalnızlığın uçurum kıyısında, Saadet rüyasından geç uyandı kim bilir? Vaatlerin yalandı; çekip gitmen gerçekti. Seni Yusuf zannedip kaç yürek hasret çekti, Bürünüp yokluğuna kanlı gözyaşı döktü, Züleyha’nın sabrıyla zor dayandı kim bilir? Aşkın taş döşüyorken cinnet denen tekere, Taze güller düşerdi henüz solmadan yere. Bir tek güzel sözüne, Allah bilir kaç kere, Sevda sunaklarında can adandı kim bilir? Mücella Pakdemir |
takdirlere şayan dizeler. tebrikler ve saygılar
dost şairim...