DENİZ ÇILGIN FAHİŞE
DENİZ ÇILGIN FAHİŞE
Kendi başımın etini yediğim bir sabah.. Pazarda annesini kaybeden bir çocuk gibi zaman. Bir o kadar da körkütük bunalım.. İnsanlar kasap havası hallerinde Gel gelelim benim keyfim yok. Yıkılan duvarlarım var. Yıkılan duvarlar ne ile sıvanır bilmiyorum. Aşılmaz ormanlar var önümde. Kağıttan uçurtmam sersemin teki uçamaz. Pavlov’un köpeği içimdeki hınçlar,kuduruk. Hisler deniz. Deniz çılgın fahişe . Kürekleri suya değmeyen sandal salağın teki. Kim bilir bunlardan daha kaç tane var içimde. Düzinelerce küfür saydığım günlerimde Ne yöne baksam her yer karabasan caddesi. Perdesiz ,buz gibi bir odada ruhum Çamaşır askısında günlerce asılı gömlekler gibi yalnızlığım. "İnsan arzulanandan çok arzulamaya aşıktır" der ya Nietzsche Uçmak isteyen güvercin tedirginliği mahvetti her şeyi. Her şey düşmekle başladı. Tozlu birikintilerden başımı kaldırıp sordum Tanrıya. ’Var mı aşk ’ diye. ’Var ise söyle gelsin de alnından öpeyim. ’ dedim. Ellerini çekti üzerimden. Geriye sadece gerçekler kaldı. Ne diyebilirim ki ? Tüm yaşananlar bir elma yüzünden mi ? ARZU GÜNAL / 4.4.2019 |