Antik Laterna
Dağılır ince ayaz ve dağılır sızılar,
Buz kırağı yürekler neme vurur duygular, Alırda üzerinden gözü yaşlı tortuyu, Sen başını hep dik tut da, El kutlasın yortuyu. Kaf dağından ileri varmaz masal kitabı, Döner karlı virajı, ölümün solukları. Kar beyaz yalanların.. Açılan kapısında, Çürümüş hayatların tutulur el yazması. Resme duran her güzel, Sonsuzu hayal eder, İffetsiz simalarda çirkinliğin esrarı. Yüze yüz astar diksen, gerilmez yine arı. Her metaa müşteri Her kata asma tavan, Her ihanet çalışır.. Hayat dörtnala devam. Yedi kat sarmalanmış, gül bebek olmuş adam. İnsanlık emekliyor kurtuluş bekler avam. Adalet değirmeni su bekler kaynağından, Her mevsimin gömleği kendi kirini taşır. Serseri cevlakinin işine kim karışır. Magmasına taş taşır dünü bilmez bezirgân. Soyunur iffetini giyer şeytan tüyünü, Girift bulmacalardan, yol açılır gerçeğe, Her harfte bir sır gizli, anlam biner heceye. Asarı rahmetinin izi parmak ucunda, Düşkün nefsin hayali bir dünyalık tacında. Aşa su katan nehir .. Bozsa da ağız tadı, Her isteyene dünya, İkram eder muradı. Nefessiz çalgıların aritmisi artarken, Antik Laterna’ların kalp atışı bozulur, İhtiyar bedenler de destek alır dolaptan, Mutmain beden ise hayat bekler Calab dan. Sarhoşluğu kaybolur bahar gelince atın, Her yer çeltik tarlası, kıymeti yok dimyatın. Yıkılır tuğla yapı, Kan emici takipte. İzale olur iman, zalim eller tetikte, Ölüm zalimi bekler, Bak duruyor eşikte, İnatlaşır bedevi inletir dağı taşı, Kâfire fahişedir, müminden alır başı. Fukara zembilinden zengine sunar aşı, Beşik sallar denizi, deniz sığmaz vadiye Yıkılır arzı cihan, âlem sığar Cudiye, Yine ezber bozulur helak olur kötülük, Yeşile döner sahra, yaşam başa sarılır. Uçurulur güvercin pençesinde kehribar, Kalp durur dil konuşur… Bildiği bir cümledir O da Havar ya havar ! Ne olur ey Allah m bir haber bir haber.. Altın yapraklı zeytin barışı yayar göle, Nur olur tüm cihanlar kara kalpte nafile. Mem’ler yine çobandır, el değmemiş merada. Kulun hayali büyük ermek güzel murada. Bu sevda türkü olur botan denen mezrada. Ak saçlı ihtiyarlar kartallarla konuşur, Zaman kovalar yılı, Tubası yeşillenir insan denen canlının, Rahmetine gark olur tüm insanlık Halik’ın. Dağ durur, deniz durulur. Ayak basar toprağa, Günü geldiği zaman Toprak basar bağrına. Al sana der Bu makber Aha burası mezar Senin deminde bitti.. Sultan olsan ne yazar.. Şiir.Atila Yalçınkaya |