099-AŞK VE DUA
Gönül, ince bir Fanus, Yakındadır ışığı,
Yandıkça alevlenir, ruhunda aydınlığı. Kırıldı mı cam perde, kanatır damarları, Aşkı beslemez Akıl, kurutur pınarları. Aşk dediğin gönülde, duadan öte yeri, Ruhunla büyütürsen, yok etmez onu geri. Korkmakta, sevinmekte, sevgiyi kazanmakta, Kıldan ince bir ufuk, önünde uzamakta. Sen kaçarsan. o gider. Çözülmez bir bilmece, Bir sevdadır beyninde, aydınlıktaki gece. Gözleri kamaştırır. Burda her şey gözükmez. Perdeler sıralanmış, kolay, kolay geçilmez. Birlikten demir çekiç, vursun üstüne beynin. Belki uslanır zaman, ezildikçe düzelsin. Semadan gelsin emir. Sarılsın onu tutsun. Bedeni kucaklasın. Aşktan kefeni soysun. Ölmeden önce ölmek, diriltir insanlığı, Aşkı doğuran sancı, getirsin kolaylığı. İnsanın yükü ağır, duadan, aşktan uzak. Kavurur bedenleri, sarmalar ruhu tuzak. Sen kimsin? Ben neyim ki? Ruhu yücelten aşktır. Aşkı Sevda yapacak, duadaki Mutlaktır. Şahin HANELÇİ 07.10.2006 Elazığ Fotoğraf Cemile Haşimoğlu’na aittir. |
Aşkı Sevda yapacak, duadaki Mutlaktır.
aşkın lisan halinden kurtulup hal işine dönüşmesi ancak aşk’ın dua’yla bütünleşmesidir.. Aşk, dua ile bütünleşirse söylenenler Rabbin razı olduğu şeyler olur. Değilse işin içine nefs karışır. Şeytani ilhamlar, şairi tesiri altına alır. Aşkın meşru zemini dua sayesinde gerçekleşebilir. O zaman neyi, kimi nasıl, ne kadar, niçin ve neden sevmemiz gerektiğini daha iyi anlamış oluruz. Aksi takdirde aşk dediğimiz yüce duygu tensel boyutu aşamaz. Tabi buna da aşk denilemez. Bakınız Tasavvuf şairlerinin şiirlerine. Bunlar aşkdan başka neyi söylüyorlar? Ama bu duygunun yöneldiği varlık kim? Önce Onun sevgisi gelir. Sonra yaradılmış olan Yaradandan dolayı sevilir ki, duanın aşkı marazi bir hal olmaktan kurtarması bu sayede gerçekleşir.
şiir şekil itibariyle mesnevi türünde mısralar ikili halde kendi arasında kafiyeli...
çok güzel dizelerdi.
YÜREĞİNİZE SAĞLIK....