Gelmez Otu
gelmez otu
dumanlı bir havaydı masmavi göklere inat uçmaya sevdalı bir tırtıl yettiğince hayata başka gökler altında kaldırdılar cenazemi gelmeyen baharların şafağında... çitlenbiklerin güne hevesinde rüzgarlar soğuk yüzümde gelmez otu yettiğince koşmak tipoldan kazana delice biribirine ulanmış otlar masmavi derinliklerinde güneşin ve bir yığın toprak sanki kim kalkıpta çıkacak umutsuz karanlıkların perçeminden omuzlarımda soğuklar ısmarlama şarkılar medetsiz şarkılar gibi tatsız sağ yanım olacak anne dahha ne kadar acıyacak buralarda halım bozuk günüm kesik kimler gelsin kabrime getirsin beni kendime nefesler...ürkek,korkular... tozlar düşüyor yüzüme çürümüş tahtaların arasından sekülerin pınarlarından neşetin sularından çocukça koşmak isterdim sana anne kuşkuruk sesince gürce saraşlı boylarında o heveste kemikler vedalaştı etimle toza toprağa gark oldum düştüm yere yüksek kayalıklardan havalanan turnalar havalansın gezsin nice ataşımla tutuşsun çağlayanlar sen kabrime gelince artuni... |