AKINCILARŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yıllar önce, komünist yönetim zamanında, Polonya’da bir evde pansiyoner olarak bulunuyordum. Bir gün, Türk olduğumu öğrenen yaşlı anne, bana bir şeyler söyledi. Sonra da evin kızı, bu sözleri tercüme etti. Tarih boyunca bir çok Avrupa devletinin işgal ettiği Polonya halkı, Türklerin hoşgörülü ve âdil idaresinden o kadar hoşnut olmuş ki, Leh halkının ağzında türeyen bir söz, atasözü gibi, sonraki nesillere de ulaşmış. Söz şu: ’TÜRK ATLARI VİSTÜL’DEN SU İÇMEDİKÇE, POLONYA’YA HÜRRİYET GELMEZ’ Bu söz beni çok gururlandırmıştı o zaman. Sonradan düşündüm de, o zamanlar, öyle cömertçe dağıtmışız ki adaleti ve özgürlüğü, bu günlerde kendimize pek kalmamış belki de... Ü.B
’Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik’ (*) Haçlı zihniyetine, bu ulusun hıncıydık, İşte, o şiirdeki ’bin atlı Akıncı’ydık. Hepimiz Malkoçoğlu, ya da Evrenos Bey’dik, Yazdığımız destanla, tarihin önündeydik. Bir at, bir kılıç, bir de sağlam bilek ve yürek, Îmanımız da tamdı, başka silah, ne gerek... Rumeli’den batıya, fırtına olduk estik, Avrupa’nın âşina olmadığı bir sestik. Karadağ, Eflak Buğdan, Budin kalesi bizim, Yankısıyla ürperdi gök, ezan sesimizin. Türk’e, İslama düşman küffar içine daldık, Tuna’nın suyu ile abdestimizi aldık. Ordularla boğuştuk, gerçi sayıca azdık, Fakat, kahramanlıktan yana destanlar yazdık. Serden serlere uçtuk, biz sanki kanatlıydık, Yarımız şehit olsa, biz yine ’bin’ atlıydık. Ne ordular bozuldu, ne kaleler devrildi, Türk tarihinin yönü, ’yükseliş’e çevrildi. Zâlim Haçlı soyundan yer yer intikâm aldık, Ve masumdan, garipten, ’yiğit’ diye nâm aldık. Kaç ulusun kaderi yüklendi sırtımıza, Vistül’den su içirdik yorgun atlarımıza,...(**) Çocuğa, yaşlılara, masuma saldırmadık, Zaten ’âmân’ diyene hiç kılıç kaldırmadık... Bu yolda, bazen yolcu, bazen de hancı olduk, Feodal zalimlerin bağrında sancı olduk. Türklüğün umuduyduk, gururu, kıvancıydık, Biz, o, ölümsüzleşmiş ’BİN ATLI AKINCI’ydık... (*) Yahya Kemal Beyatlı (**) Bkz -Şiirin hikâyesi Hikayesi: Yıllar önce, komünist yönetim zamanında, Polonya’da bir evde pansiyoner olarak bulunuyordum. Bir gün, Türk olduğumu öğrenen yaşlı anne, bana bir şeyler söyledi. Sonra da evin kızı, bu sözleri tercüme etti. Tarih boyunca bir çok Avrupa devletinin işgal ettiği Polonya halkı, Türklerin hoşgörülü ve âdil idaresinden o kadar hoşnut olmuş ki, Leh halkının ağzında türeyen bir söz, atasözü gibi, sonraki nesillere de ulaşmış. Söz şu: ’TÜRK ATLARI VİSTÜL’DEN SU İÇMEDİKÇE, POLONYA’YA HÜRRİYET GELMEZ’ Bu söz beni çok gururlandırmıştı o zaman. Sonradan düşündüm de, o zamanlar, öyle cömertçe dağıtmışız ki adaleti ve özgürlüğü, bu günlerde kendimize pek kalmamış belki de... Ü.B :::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::: Ünal Beşkese |