İzmihlal
Ses boşlukta yayılmazdı.
Boşluktaydım. Bağırdım ama sesim duyulmadı. Kimse yardımıma koşmadı. Ben kendimi boşladım. İçimde, göğsümde Tam kemiklerimin birleştiği yerde, Dünyanın yükü var. Nefesimi ağırlaştıran bir şey var. Beni ağır ağır öldüren, Sonra tekrar dirilten Bir şeyler. Ve o kadar çok öldü ki bu beden, O kadar çok küllerinden sarstı ki yeniden Ne kara kartalda ne tekir kedide Böyle sıkı can Yok bedenden ayrılmayan. Ben mutluluğuna yetmedim. O geldikten sonra geldi güz. Ondan sonra çalıştı saatler, aktı zaman İlle de kara gözlüm diye inledi ortalık İlle de o gülüş istendi. Varsın öyle olsun. Yaşın onunla dolsun. Ellerim ilk usul usul gezinirken tellerde -yanaklarımda zorlasan gamzeler çıkacak- Kulağımda bu ezgi vardı. O ezgiyle bu ezgi bir değil Ya şarkı değişti ya bu kız. Zaman farklı bir anlam kazandı, farklı bir hız. “Büyüdün” dediler buna. O zaman aklın yoktu, şimdi var. O zaman gözün görmezdi, şimdi far. O zaman sevgi nedir bilmezdin, şimdi yâr Olmuş diyar diyar fikrine izmihlal. Güneşin yüzüme tatlı dokunuşunu hissettim. Nefesin ciğerlerime doluşunu Kaderimi vücudumdan söküşümü izledim. Masada bıraktım hepsini. Yarını, bu şiiri elime alışımı Bir de o zamanki ezgiyi, Tadarak çaresizliği, Bekledim. |