NE SOLUK VAR NE NEFESSüzülür gök türbentten dökülerek aşağı Bazen elem tohumu bazen vuslat başağı Baldıranamı çaldım sevda denen kaşığı Bu kaçıncı bahardır beklediğim bilirsin Bilirim gün gelecek sende dönüp gelirsin Kirpiğimden asılı ham yüreğimin gamı Zifiri karanlıklar kaplar duruyor camı Boşlukların sancısı zehir ediyor damı Hazana hibe ettim taze gelen baharı Baharda dile gelir döşümün intizarı Züleyha gözlerini semada izliyorum Pencereden aşağı yolunu gözlüyorum Kulpu kopmuş geçmişi ruhumda közlüyorum Yanıca koca mazi onunla yanıyorum Yalnızlık kuralını sonradan tanıyorum Ahirete göç vakti rüyalarımda bir ses Canım tenden çekilir ne soluk var ne nefes Daralır çemberinden makber denilen kafes Kıymet görmez nezdimden taşıdığım garip can Korkularım sensizlik ölümden değil inan Ya alev yapraklı gül ya güvercin kanadı Hüsranı bilmem ama hüzünün vardır adı Emri vuku olurda dolacaksa miyadı Musalaya yatırır canı çıkan adamı Sarmasan toprak sarar bu efkarlı Adem’i MEHMET KILIÇEL |