İDA'NIN ONURUNA (16)
Taş bu taş;
Durduğu yerde birşey yapmaz arkadaş! Ama birde... Suyun pususu; Dingindir durduğu yerde, ama önü setlenen su taşarsa birde... Ateş be arkadaş; İçin-için yanar yavaş, düşmeye göre içine, başlarsın düşünmeye... Kutuplardaki buzullar erirse, sebebi de atmosferdeki Ozon’lu delikse, soğuğuyla-sıcağıyla soluduğun hava mahkumdur yok olmaya... Yer küren ısınırsa, "Doğasal Dengen" bozulursa, ilkin kutuplardaki buzullar erir, sonra deniz suyu yükselir, daha sonra amansız yağmurlar yağar, sel-sunami-su baskını gelir, kıyı ve adacıklar batar! Daha-daha daha sonrası mı? Yok bunun daha da sonrası arkadaş! Ateş düşmeye göre içine, mahkumsun düşünmeye, durduğu yerde hiç-bir-şey yapmazki taş, önü setlenen su taşarsa birde, soğuğuyla-sıcağıyla başlarsa yok olmaya hava... Ne ilkin, ne sonra, nede daha-daha- sonra, o an başlar dünyan yokolmaya, Truva! (*) Bu "Düşünce Sıçraması" nın açıklaması İDA’NIN ONURUNA (15) Şiirimin içindedir. |