KISKANIRIMArsız, umarsız değilim, karnı geniş sanma beni İçim erir tükenirim bensiz düşündükçe seni Bırak dostun yanağına dokundurduğun buseni Damağında tat bırakan balı bile kıskanırım Ah bir bilsen o duyguyu yüreğimi tırmalayan Akıl, izan alt üst edip, dimağımı cırmalayan Yel estikçe efil efil ince beli sarmalayan Üstündeki elbiseyi şalı bile kıskanırım Tek korkum gidersen bir gün sevilmekten bıktığında Bundandır sessiz kalışım tabuları yıktığında Acı kahve zehir olur ayrılıklar çıktığında Adını anan falcıyı, falı bile kıskanırım Ben razıyım harabeye yağsın yağmur, aksın çatı Gönül mecnuna dönünce fark eder mi doğu batı Cismin yoksa neye yarar gözüm görmez gümüş yatı Üstünde sen salındıkça salı bile kıskanırım Her derdine katlanırım omzumda yüküm olsan da Bağımda gül bırakmasan, çiçeklerimi yolsan da Varlığına doymaz gönül damarıma sen dolsan da Kanıma rengini veren alı bile kıskanırım Alibaba nabız vermez kendi yanar ateşinde Dünya başıma yıkılır gölgeni görsem peşinde Bahar yağmur, kışın soğuk, kavuran yaz güneşinde Duldasına sığındığın dalı bile kıskanırım Dostun incileri........ Sana emsal göremedim güzellerin sırasında En kıymetli armağansın hayatımın kurasında Ecenin tacı misali zülüflerin arasında Salınarak taşıdığın gülü bile kıskanırım....................... Aydın KAHRAMAN |
Hürmetler