Binler Bir Gönül Etmiyor
Beni boğuyor bu şehrin girdabı,
Çıkışını arıyorum labirent sokakların, Sustum, Sustum, Konuşmak... Kim hasbi ki hasbihal edelim? Sahiciliğini kaybetmiş mahalleler, Caddeler öylesine akıp gidiyor. Aradım, Gölgelerden suretler aradım, Her yol prangaya gidiyor sanki bu şehirde, Kollarımda ve yüreğimde pranga sesleri, Esir almış beni geceler, Arkadaş oldum zifiri karanlıkla. Gönlüm güvercin yüreği gibi, Ürkek ve çaresiz... Bağlamıyor beni bu şehrin ışıkları, Küme küme olmuş yığınlar anlamsız, Her yerde aynı ses, Her yerde aynı yüzler, Binler bir gönül etmiyor. Tutkular saman alevi gibi, Örselenen duygularım masumiyetini arıyor. Nerde o eski zamanların bakir duyguları? Bir mahalle; Binlerce yüz, Onbinlerce el gömülmüş toprağa. Geçmişin yiğitleri güne hükmedemiyor. Gelecek ne olacak kimse kestiremiyor. Beni de gömdü bu şehrin bilinmezlikleri, Evladıma ne vereceğim ben de bilmiyorum, Kimse de bilemiyor... Biçare gönlüm sen de kayıpsın! Yolun da yok yönün de yok.... |