ÖZGÜRLÜK KURBANI
ÖZGÜRLÜK KURBANI
Aydınlığı sevmekten, karanlığa küfretmekten, yarınlarıma hayr’lar dilemekten bıktım! Kalbimin süveydasına oturturken insanlığı, şimdi, inadına inadına yaşamı sevmekten aranıyorum. Nereden bilebilirdim ki, bir fahişe inancın hayatıma kastedeceğini! Nereden bile bilirdim ki, minicik bir mutluluğun çok görüleceğini? Gezi’de Kızılay’da ben o kaldırımları belki bin kere yol diye çiğneyip de geçtim! Vallahi de, billahi de iftira. Evinin önünde volta attığım. Bir fahişe inanç uğruna adam sattığımı, aşka ihanet ederek kaçtığımı kimseler görmemiş! Daha öncesinden, yani çok önceden meğerse planlı bir aşk cinayeti gibi pusular kurulmuş. Oysa benden önce kaldırımlarda kaç Ethem’ler vurulmuş! Kaç Berkin, kaç kaçabilirsen kaldırımlardan. Kaç Özge, kaç Özgür kaç özgürlük! Anonslar, anonslar, anonslar. Ardı arkası kesilmeyen teslim ol çağrılarıyla, sinsice beklemekte çakallar. Ütopik bir demokrasi söylemiyle, özgür’ce dolaşırken diktatör çığırtkanları, aşka ihanetten mahkûmiyetim istenmekte. Darağacı kurmakta demokrasi adına insanlığın yüz karası tarafından! Karşı kaldırımda, ayağında prangalarla dolaşmakta bir ölüm! Susmakta, sindirilmektedir ilim. Kardeşin kardeşe vurdurulduğu bu düzenin çarkında, dişliler arasına sıkışmış insanlık can çekişmekte! Kalabalıklar arasından sıyrılarak çıkan cahil dediğimiz Ali, haksızlığa, adaletsizliğe seslenmekte; “Başkalarına yapılan haksızlığa sesini çıkarmayanlar, zamanla kendi haklarını ve akabinde onurlarını yitirirler!” Diye. Bu çağrıyı duyunca, biraz sendeliyor ve köşe başında duruyorum. Silkelenerek yeniden doğrulurum. Kaybolan insanlığa lanetler yağdırıp, "bırakın içimizdeki sevgi yaşasın!" Diye haykırırken, oracıkta vuruluyorum! Kalabalıklar arkasından birisi; "kimliği belirsiz bir kişi daha vuruldu!" Nidaları çınlatır Kızılay meydanını! Öldüğümü sanmış olacak kalabalıklar. Oysa ben, aslında ben ölmüyorum. Uğur’un, Etehem’in, Berkin’in, Özgecan’ın, Fırat’ın, Özgür’ün ölümünde, insan olmanın utancıyla yaşıyorum hâlâ! Ama hergün binlerce kez ölüyorum! Çünkü kimse farkında değil sevgiden yoksun yaşadığının. Meğer inandığım bağnaz bir dinin kurbanı olmuşuz! İşte bu yüzden hergün özgürlük ve insanlık uğruna ölüyorum! Efkan ÖTGÜN |