MİSTIR YEDŞiirin hikayesini görmek için tıklayın İkna etmek istediğim kimse yok.
Bir elim İngiliz, diğeri Arap bu gece Öylesine… Başka bir baharın gelişine seviniyordu Nekrotik belleği güçsüzlüğün Aç gözlü bir yangın gibi güneş Yalayıp geçiyor kasıklarını venüsün Bir elin diğerinden istediği ahlaka aykırı. Ahlak güneşin yaktığı ateşten meşale Kendi elime yabancı, kendi bedenime el Başka manzaraların geçtiği bir tren penceresinden İzliyor gibiyim hayatı Ellerim kaldı tek Dora’nın yüzü ile izliyor diğer gözüm kendimi Biri el olsun dedim, diğeri benim elim Aynı trenin aynı penceresinden izlerken Bir dağın ardında yitip gittiğini gördüğümden beri Her yeşil vadiyi Dora’nın içine ağlayan kırmızı gözünden doğurdum Tüm sevişleri Venüsün sevilesi tepeleri Yabancı elimin sevgilisi Ağlayan bir tutkuyla sarıyor bedenimi İçilemeyen tatlı suyunu saklar Dora’nın ekose çeşmesi Ben ve diğer elim Çürüyen her şeyin içinden aşkı geçirdim Karanlıkta kalmış her manzara Güneşe dokunmaktan korkuyor oysa Bir trenin penceresinde kanat çırpan rengarenk bir kelebek Yüzlerce iğne takmış renklerine Göğümü deliyor her özgür uçuşuyla Güneş kırmızısını akıyor Venüsün doğurgan sırlarına Bir tren penceresinde ben İzlerken gelip geçen manzarayı Tren aslında hep kalandı. Deniz... |
Şiirin; yazılışı mükemmel, geçişler mükemmel, akışı mükemmel...
Şiir yaşam biçimimizdir…
...........................................Saygı ve selamlar..