ÖZLEDİM KÖYÜMÜ
Baba ocağı ata yatağıdır köyüm benim
Damarlarımda akan asil kanımdır benim Yaylaları dumanlı suları soğuk canım benim Insanı da bir o kadar mutedildir köylüm benim Yukarı obadaki mezarlık yanındaki garip evin Çatısı da çökmüş içerisi de fazlasıyla serin Bahçesinde biten pıtırağın ve dikenin Bakıcısı da kalmamış sahipsiz ıssız yerin Bir öküz arabası gıcırtısı vardı kulaklarımda Ahmet dede atardı bizi samanın kucağına Bedenimizi yakan ısırgan otunun acısına Hasret kaldık inanın sıcak sobanın dumanına Köy ortasında akan yadigâr dede pınarının Suları da sihirlidir bitmez bir türlü inanın Hemen alt tarafında duran o eski yapının Eseri kalmamış şimdi Medine’nin kapısının Ben de çok özledim dumanlı yaylanın yolunu Pekmezini, pağacını, havasını ve dahi suyunu Çayırında yayılıp, meleşen, oynaşan koyununu Özler oldum ben artık çiçeklerin kokusunu Evet dostlar artık biz bir yabancı gibi olduk Akrabalarımızın kapısını çalmaya utanır olduk Garip Bayram köyümüzden de habersiz olduk Kafamızı sokacak yıkık bir ev dahi arar olduk |
böyle güzel bir sunuyu
biz şiir severler le buluşturup
paylaştığınız için