bil(m)iyorum…hangi cenneti yakıştırmalı yüzüne hangi cehennemi yapıştırmalı siluetime bilmiyorum ben mi yorgunum yoksa hayat mı fahişe ben mi ayyaşım koynumda sızan gece mi bilmiyorum alayına sövüyorum en çok ta gidişine yinede kırgınlığım kendime bir de beni küfürbaz edişine umarsız bir martıyım rüzgarına kanat çürüten berduş bir balığım belki de olta olta ecel büyüten nefesi kokan bulutum sağanağım kesik yüreğime kadranı bozuk aynayım bakışlarım eksik ömrüme ben mi gözü yaşlı bir şiirim yoksa hayat mı hıçkırık bilmiyorum ben mi kuzgunum yoksa hayat mı kuş kapanı inan onu da bilmiyorum neyi biliyorum biliyor musun, ardında kalakaldığım sokak sokak bir şehir kadar alkolik olduğumu, duvar duvar sanat misali ıssız, kimsesiz olduğumu ve artık saçlarının karası, umutlarımın yarısı kadar bile gündoğumlarımın olmadığını biliyorum…. neyi bilmiyorum biliyor musun, galiba en çok ta kendimi bir de seni neden nefesim bildiğimi... ve sen sevgili bakma ağlamaklı bir şiir olduğuma, dokunma yakmasın harfsizliğim elini, dilini. sen gittiğin uzaksın bana, ben ise kifayetsiz t/uzağım kendime… ilhanaşıcışubatikibinondokuz |
bilindik bilinmezliğin
varla yok arasına üflenmiş hali
başı dik
gönlü ağır şiir
saygımla