AŞIK LÜZUMSUZA SORDUM
(Biraz çatma zamanı)
Lüzumsuzla biraz sohbet eyledik, Gardaş, yok ki bende sağlam diş dedi. Dostlardan haberin varmıdır dedim, Boş ver Vefa Arayanı, boş dedi. Dedim şu horozun ahvali nasıl? Dedi Kıymet bilmez şimdiki nesil, Dedim nasıl olur nöbette usûl, Bırakmayız olsun kara kış dedi. Dedim nöbetinde kaytaran var mı? Dedi bu soruyu soracak yer mi? Dedim ki, İsmail Gökçe kaçar mı? O zaten mutfakta olmuş tuş dedi. Dedim acep kim akıllı kim deli, Dedi aramızda bulunmaz veli, Dedim Mehmet dağal nasıldır hali, İki gözü birden olmuş şaş dedi. Dedim aranızda akıllı yok mu? Dedi deli olmak bize yasak mı? Dedim ki aceba karnınız tok mu? Veren yok ki bize biraz aş dedi. Dedim olanlardan biraz bilgi ver, Dedi ayıp olur dostlarım ne der? Dedim ki lüzumsuz kılıbık derler, Aman deyim duymasınlar hişşş dedi. Dedim bu ŞOLA’ya yeriniz var mı? Dedi dostluğumuz sana uyar mı? Dedim herkes arasında sayar mı? Oluyoruz senin ile beş dedi. İhsan ŞOLA İHSAN ŞOLA’YA EL AN CEVAP (O MADEM KOŞMA İLE, DEDİM DEDİ DEMİŞ, AYNI YOLU İZLEYELİM) Dedim İhsan seni, hortummu çarptı Dedi vurma, şu gözlerim yaş, dedi Dedim göremedin, yönün mü garptı Dedi Ali tuluk, dost ve hoş dedi Dedim horozumuz, Dünyada tektir Dedi görüyorum, hem de erkektir Dedim nöbetler de bir sıra yoktur Dedi ki anladım, değil kuş dedi Dedim nöbetlerde kaytarma olmaz Dedi nasıl bir şey, bu İhsan bilmez Dedim kaytaranlar, Yaz-ar-birl’olmaz Dedi Gökçe muaf, onu düş dedi Dedim deli benim, Aykar’dır Veli Dedi biliyordum, sende ki hali Dedim Mehmet Dağal, Yaz-ar-bir gülü Dedi ne söylesem, hepsi boş dedi Dedim Fineke’de, aç mı koydular Dedi haramiler, çalıp, soydular Dedim yoksa seni zengin saydılar Dedi elbet ağrır, ben de baş dedi Dedim kazak ören, sen değil misin Dedi malumudur, o da herkesin Dedim sıkışınca, çıkmıyor sesin Dedi öyle deme, altım yaş dedi Dedim Şola benim, başımın tacı Dedi dostlar olur, gönül ilacı Dedim kardeşliktir, şiirin gücü Dedi çiçek bize, gelen taş dedi SADIK DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |