NASILETTİN HOCA (4)
-8-
Nasılettin Hoca birgün eşşeğine biner;(*) "- Deh!" der, ama eşşek geriye gider; "- Allah-allah! Bu eşşeğe ne oldu?" Bakınca eline birde püsküllü bir eşşek kuyruğu duruyor dizgin yerine. O ise hazır cevap; "- Sen bir daha eşşeğime, arapça öğretme Yarap! İlerliyeceğim diye tersin-geri gidiyor salak." -9- Nasılettin Hoca birgün Kadı’ya gider; "- Adaletinize sığındım, bir şikayetim var!" Der; "- Kara Zurna adlı bir yalak ismimi kullanıyor, kıssadan hisse yaparak şiir yazdığını sanıyor.", "- Söylüyormu yalan?" "- Hayır ama, yeriyor dolaylı yoldan." "- Senimi eleştiriyor?" "- Evet. Haber bulup sağdan-soldan." "- Peki ne diyor?" "- Tek söylediği doğru; ’Hiç doğru söylemediği’ oldu." -10- Nasılettin Hoca bu; Alçak gönüllü, namuslu, adil, namlı ve dindar, tutumlu-mu-tutumlu, -tonlarca altını var- biri yazlık diğeri 1001 odalı 2 sarayda oturan biri, -hemde 2 yüksek tahsilli- diplomasız olsa ne çıkar? (*) Orhan Veli Kanık’ın EŞŞEĞİN SÖZÜ Kitabından esinlenerek yazılmıştır. Üstâdın dışında hiç kimsenin alınmaya asla ve asla hakkı yoktur. |