ŞAH BEYİT
ŞAH BEYİT
Leblerin kızıl gonca, işveli, nazan mısın ? Didelerin de pür-ü nur, sen nâr-ı suzan mısın ? Aşık Lüzumsuz AÇIKLAMASI Dudakların kızıl gül, cilveli nazlı mısın Gözlerin nurlu ışık, ateşle yakan mısın Aşık Lüzumsuz BEYİTTE KULLANILAN SÖZCÜKLER LEB: Dudak KIZIL GONCA: Kızıl gülün açmamış hali İŞVE: Kadınların ilgi çekmek, gönül çelmek için takındıkları hoş, aldatıcı tavır, kırıtma, naz, cilve, eda NAZAN: Nazlanan DİDE: Göz PÜR: Dolu NÛR : Aydınlı, Işık, Pırıltı, Ziya NÂR: Aşk ateşi SUZAN: Yakan, yakıcı, ateşli, coşkulu ŞAH BEYİT: Divan Edebiyatı’nda bir gazelin en güzel ikiliğine (Beyitine) verilen addır. -------------------------------------------------- RUBAİ Gönlü gülzâr-ım da dır, ram eden kızıl lale Ay’ı sarmış besbelli, kutsal, nurlu bir hâle Ben irem-i isterim, hülyadır gördüklerim Kandıramaz yâr beni, olsa da aşk, şelâle Aşık Lüzumsuz Gönlün gül bahçesinde, boyn’eğen kızıl lale Ay’ı, çevrelemiştir, nurlu olan bir ışık Ben cenneti isterim, düş, hayal gördüklerim Kandıramaz sevgili, olsa da aşk çağlayan Aşık Lüzumsuz RUBAİ’DE GEÇEN DÖZCÜKLER GÜLZAR: Gül bahçesi RAM: Boyun eğen KIZIL LALE: Kırmısı açan Lale NUR: Işık HÂLE: Ay’ın çevresindeki, dumansı halka İREM: Cennet HÜLYA: Hâyel, düş YÂR: Sevgili, canan ŞELALE: Yüksekten düşen su Rubai’nin Özellikleri: Kafiye düzeni aaxa ya da aaaa biçimindedir. Rubailerde aşk, şarap, dünyanın türlü nimetlerinden yararlanma, hayatın anlamı ve hayat felsefesi, tasavvuf ve ölüm gibi konular işlenir. Rubai diğer nazım şekillerinden farklı olarak özel bir ölçüyle yazılır. 24 kalıbı vardır. Rubaide ilk iki dize fikrin hazırlayıcısıdır. Asıl söylenmek istenen düşünce 3. veya 4. dizede ortaya çıkar. Genelde mahlasız şiirlerdir. Rubai Edebiyatımıza İran Edebiyatından geçmiştir. Rubai’nin en büyük şairi İranlı Ömer Hayyâm (12.Yüzyıl)’dır. Türk edebiyatının en usta şairleri Kara Fazlî, Azmizâde Haletî, Nâbî ve son dönemde de Yahya Kemâlir. |