ZALİMLER SALTANATIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın KARUN’UN SONU
Dünyâda servetine, mevkiine, kuvvetine güvenerek şımaranların dûçâr olduğu fecî sona diğer bir misâl de Kârun’dur. Cenâb-ı Hak, onun ibret dolu kıssasını Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle bildirmektedir: “Kârun, Mûsâ’nın kavminden idi de, onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını güçlü kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona şöyle demişti: Şımarma! Bil ki Allâh şımarıkları sevmez. Allâh’ın sana verdiğinden (O’nun yolunda harcayarak) âhiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasîbini unutma. Allâh sana ihsân ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allâh, bozguncuları sevmez. Kârun ise: «–O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sâyesinde verildi.» demişti. Bilmiyor muydu ki Allâh, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri helâk etmişti. Günahkârlardan günahları sorulmaz (Allâh onların hepsini bilir). Derken Kârun, ihtişâmı içinde kavminin karşısına çıktı. Dünyâ hayatını arzulayanlar: «–Keşke Kârun’a verilenin bir benzeri bize de verilseydi; doğrusu o çok şanslı!» dediler. Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise şöyle dediler: «–Yazıklar olsun size! Îmân edip sâlih ameller işleyenler için Allâh’ın mükâfâtı daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.» Nihâyet Biz, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allâh’a karşı kendisine yardım edecek avenesi olmadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.” (Kasas suresi, 76 - 81. ayetler) Kârun’un hâli, dünyâ üzerinde servetine ve gücüne güvenerek şımaran ve bir gün öleceğini hatırına getirmeyen gâfillerin âkıbetine bâriz bir misaldir. *** Günümüzde de nice Karunlar var. Fakat, hiçbirisi geçmişten ibret almıyor. Dünyalık hırs uğruna kıydılar nice cana, İblisle yoldaş olup, saflarını tuttular. Batırarak dünyayı koyu kızıl bir kana, İnsanlık onurunu büsbütün unuttular. Servetlerin üstüne tufan gibi çöktüler, Nice canlara kıyıp, nice kanlar döktüler, Kundakta bebeklerin ciğerini söktüler, Büyükleri çiğneyip, küçükleri yuttular. Sorgusuz ve sualsiz bütün hücreler doldu, Birçok insan ölürken, birçoğu da kayboldu, İşlenen cinayetler sıradan işler oldu, Fitne düzeni kurup, dünyayı uyuttular. Zalimler saltanatı mazlumları yakıyor, Dünya seyirci olmuş aval, aval bakıyor, Bir tarafta gözyaşı, bir yanda kan akıyor, Adalet vaadiyle yıllardır avuttular. Vahşileşen nefisler görmez mi Karunları, Bu dünyada doymadı gözleri, karınları, Bu günü yaşatmadan çaldılar yarınları, Dünyayı kirlettiler, suları kuruttular. Sabri Koca |