KANSER İLLETİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 4 Şubat DÜNYA KANSER GÜNÜ
Her yıl 4 Şubat Dünya Kanser gününde Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü ve ortak kuruluşların birlikte yürüttüğü, her yıl milyonlarca ölüme neden olan ve pek çoğu önlenebilir olan bir hastalığı karşı toplumsal bilinci artırmak amacıyla tüm dünyada kampanyalar düzenlenmektedir. Dünya Kanser Günü her yıl 4 Şubat günü yer almakta ve UICC önderliğinde üyeler, ortaklar ve tüm dünya güç birliği yaparak küresel kanser salgınına karşı savaş açmaktadır. UICC , Kanser Gününde kanser konusunda farkındalık yaratarak ve eğitim vererek önlenebilir milyonlarca ölüm vakasının önüne geçmeyi hedeflemektedir. Ayrıca hükümetleri ve bireyler kansere için harekete geçmeye davet etmektedir. Kanser, dünya genelinde giderek artan bir sağlık problemidir ve toplumlarda önemli bir sosyoekonomik yüke, bireylerde de maddi ve manevi kayıp ve zorluklara yol açmaktadır. Bunun yanısıra kanserin önemli bir kısmının önlenebilir olması bu konuya verilen önemin de giderek artmasına yol açmıştır ki bu amaçla oluşturulan “Dünya Kanser Günü” her yıl 4 Şubat Günü Kanser ile ilgili farkındalık ve bilinç düzeyinin artmasını sağlamak, kansere karşı mücadelede önemli bir adım olan doğru bilinen yanlışlardan kurtulmak ve doğruların herkese ulaşmasını hedeflemek amacıyla dünya genelinde kutlanmaktadır. "Kanser hakkında birçok şeyi yanlış biliyor olabilirsiniz! " Kanser hakkında duyduğumuz pek çok şey var. Peki ya bunlardan hangileri gerçekten doğru? İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Metin Güden, kanseri ve kanserde doğru bilinen yanlışları açıkladı. Kanser, insanlığın en eski hastalıklarından biridir. Bir hücrenin kontrolsüz çoğalması ile başlar. Büyüdükçe tarlaya saçılan tohum gibi başka organlarda sıçrar, buralarda yeni koloniler oluşturarak doku ve organ fonksiyonunu bozar. Bu büyüme durdurulamazsa canlının ölümüne sebep olur. 200’ün üzerinde çeşidi vardır. Her bir canlı doku, kanser olabilir. Kanserin oluşması için, hücrenin beyni sayılan DNA’sındaki bazı özel bölgelerinin hasarlanması gerekir. Hücrenin ne zaman çoğalacağına veya çoğalmanın ne zaman duracağına karar veren mekanizmalar bozulursa, hücrenin istenmeyen kanserleşme süreci başlamış demektir” diyen Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Metin Güden kanser ile ilgili merak edilenleri anlattı. İNSANLAR SİGARA İÇMEMİŞ OLSAYDI KANSER GÖRÜLME ORANI YÜZDE 70 AZALACAKTI Kanserleşme sürecinde sistem, kendiliğinden bozulabildiği gibi çoğu zaman dış faktörlerden de etkilenir. Bunların başında sigara gelir. Günümüzde yüz kanserin yetmişinden sigara sorumludur. İnsanlar sigara içmemiş olsaydı, kanser görülme oranı yüzde 70 azalacaktı. Kansere etki eden diğer faktörler ise; iyonize yeteneği olan yüksek enerjili ışınlar, enfeksiyonlar, kimyasallar, beslenme, kilo, hormonal yapılardır. KANSER GÖRÜLME SIKLIĞI SANILANIN AKSİNE ARTMAMAKTADIR Kanserin yaygınlığı ve görülme oranındaki değişkenliği ortaya koyan en doğru bilgiler Amerika tarafından verilmektedir. 1975’ten beri düzenli olarak kayıtlar tutulmaktadır. 1975 yılında her yüz bin kişiden 400’ü kanser olurken, 2014 yılında bu oran 442,7 ye çıkmıştır. 1975’te her yüz bin kişiden 220’si kanserden ölürken 2014 yılında bu oran 166,1’e düşmüştür. Bu bilgiler ışığında 40 yılda yaklaşık kanser görülme oranı yüzde 10 artmıştır. Yani bu son kırk yıl içerisinde çok ciddi sanayileşme olmasına ve kimyasalların insanların yaşamına girmesine rağmen aynı oranda kanser görülmesinde artma olmamıştır. Ancak medikal teknolojinin ve bilgi birikiminin az olduğu ülkelerde kanser hastalarının tedavi başarı oranları düşük olduğundan, hastalar erken hayatlarını kaybetmektedirler. Türkiye’de ise tanı ve tedavide başarı oranı arttığından farkındalık da artmıştır ama sanki kanser hastalığı artıyormuş gibi bir algı oluşmaktadır. CEP TELEFONLARI MİKRODALGA FIRINLAR RADYO VE TV SİNYALLERİ KANSER YAPMAZ! İyonize yeteneği olan yüksek enerjili ışınlar, atomun çekirdeğinden veya iç elektron halkalarından parça koparabilirler. Bu durumda atomun yapısını bozarak molekülü değiştirir. Eğer bu işlem hücrenin DNA’sında olursa DNA’ya zarar verir. DNA zarar görürse, hücre onu tamir etmeye çalışır. Tamir edemez ise o bölümün fonksiyonlarını durdurur veya kendi kendisinin ölümüne karar verir ve hücre ölür. Eğer hücrenin ne zaman çoğalacağına veya çoğalmanın ne zaman duracağına karar veren mekanizmalar bozulursa hücre istemsiz çoğalarak kanser hücresine dönüşür. Bu moleküler yapıyı değiştirecek kadar enerjisi olmayan ışınımların bu yolla kanser yapma yetenekleri yoktur. Bu ışınımları saçanlara; MR cihazları, enerji hatları, radar dalgaları, radyo sinyalleri, TV yayınları, mikrodalgalar, cep telefonları ve uydu yayınları, ısıtıcı lambalar, görünen ışık örnek gösterilebilir. Bu düşük enerjili iyonize olmayan ışınımlar, dokuları ısıtabilirler. Ancak bu ısı lokal ise bölgedeki kan akımı ısıyı düşürerek dokuları korur. Normal hücreler 42 dereceye kadar dayanır. Isı 42 derecenin üstüne çıkarsa protein hasarı olur ve hücre ölür. Isının; sadece hücrenin ne zaman çoğalacağına veya çoğalmanın ne zaman duracağına karar veren mekanizmalara zarar verip hücrenin diğer hayati yapı taşlarına zarar vermemesi nerdeyse imkansızdır. Bu yüzden ısıtılan hücrelerin birçok hayati yapı taşları eş zamanlı zarar göreceğinden hücre kanserleşemez ve ölür. Bu bilgiler ışığında günümüzde düşük enerjili iyonize olmayan ışınımların kanser yaptığını iddia eden ciddi bilimsel kanıt yoktur. Diğer bir deyişle MR cihazları, Enerji hatları, radar dalgaları, AM, FM radyo sinyalleri, TV yayınları, mikrodalgalar, cep telefonları ve uydu yayınları ve ısıtıcı lambaların kanser yaptığına dair ciddi bilimsel kanıt yoktur. TUZ’ KANSERE NEDEN OLMAZ Tuz tek başına kanserojen bir molekül değildir. Turşu ve salamuralarda kullanıldığında bazı kimyasal tepkimeler sonucu nitrit asit ve oksidatif moleküller oluşur. Bu moleküller ısıtıldığında veya mide içinde mide asidi ile birlikte güçlü kanser yapıcı maddelere dönüşürler. Bu yiyecekler çok tuzlu olduğu için mide kanserinin sorumlusunun tuz olduğu sanılmaktadır. Olumsuz şartlarda saklanan ve bayatlayan gıdalarda oluşan bakteri ve küf mantarları bu kanser yapıcıları oluşturabilir. KAYNAĞI BELLİ OLMAYANLAR HARİÇ RAF ÖMRÜNÜ UZATAN KİMYASALLAR KANSER YAPMAZ İnsanlar, besin maddelerini koruyabilmek için yüzyıllardır gayret içinde olmuşlardır. Günümüzde de gıda sanayisi ile ilgilenen şirketler insan sağlığına zarar vermeden gıdaların raf ömrünü uzatmanın yollarını aramaktadır. Pastörizasyon başta olmak üzere birçok yöntem insan sağlığına zararlı değildir. İmalat edildikleri ülkelerin kontrolündeki firmaların ürünleri insan sağlığına zararı gösterilememiş raf ömrünü uzatan kimyasallar kullanabilmektedirler. Kaynağı belli olmayan gıda ürünleri, birçok sebepten tehlikeli olabilir. Bilğiler Alıntıdır. KANSER İLLETİ TÜM CANLILARI ACIMASIZ KOLLARINA ALIP EN KISA SÜREDE ERİTMEKTEDİR. Nerde bir şifâ bekleyen hasta var ise Yüce ALLAH’ın ŞÂFİ ismiyle acil şifalar dilerim. 04 / 02 / 2019 Şair Resul Civcik
KANSER İLLETİ
Derdi veren Hâktır suâl sorulmaz Belalı musubet kanser illeti Bu derde düşende yara sarılmaz Belalı musubet kanser illeti Azrail yanında canına ortak Eline düşenin kapatır kontak Biraz sinsi düşman birazda kostak * Belalı musubet kanser illeti Izdırabı çoktur geçmiyor pare * Tıpta bulamadı ona bir çare Yalvarmak yakarmak yetmiyor yare Belalı musubet kanser illeti Umulmadık anda gelir başına Adını yazdırır mezar taşına Merhameti yoktur bakmaz yaşına Belalı musubet kanser illeti Çoğunu acılar içinde evirdi * Nice gövdeleri terse çevirdi Ne canları aldı yıktı devirdi Belalı musubet kanser illeti Resul’um yıllarca kaçtı belâdan Hayat bir nefeslik iki selâdan Derdi veren Allah kurtar çileden Belalı musubet kanser illeti ..... 04 / 02 / 2019 Şiir:Resul Civcik - Ayrancı Karaman ------------------------------------------------------- Açıklama; * (Pare) Para *(Kostak) Çalım satan,Çalımlı,Kabadayı, * Hal Ağızı (Evir’di) Çevirdi) Alt üst etmek. -------------------------------------------------------- Yüce ALLAH tüm İNSANLIĞI bu İLLETTEN korusun. AMİN. |
güzel ve anlamlı şiirdi tebrikler