SENİN İÇİN...Ne çok beklemişim seni Çıplak gecenin içindeyim Umarsız sevişlerim sevişirken yalnızlığımın terinle Dudağıma yapışan iki kelime seni seviyorum ! Gözlerim prangalara çarpıp Saçlarım rüzgârla oynaşırken Dilim adına aşina olmuşken Ve aynanın yüzüne bakamazken gözlerim Suretimin pisliği masumluğun gölgesi olmuş Ah sen ! Anlasaydın yüreğimde yanan ateşi Cesaret etseydin çıplak yüreğini yüreğimdeki ateşe Gecelerin zindanlığında Kayıplarımın sebebini sualsizce anlardın Gün ışığına muhtaç tenim Acıya bel bağlamış yaşım Sigara dumanında eski bir nefesim Kırık düşlere muhtaç bir dilenci ! Ömrümün son deminde sallanıyor yağmalanmış umudum Gözlerim devriliyor uçurumun kenarından Unuttum diyen dilim kanıyor Yine asiliğin kaybedişine asılmış kazanılan yarınlar Ertelenmiş dünlere adanmış sur’un sesi Ömrüm ömrüne emanetken Ömrüne başka ömür değmiş ! Ah ben ! Her şeyden vazgeçmişken Tüm renklerim siyaha çalarken Güneşimi yitirmişken Yaşamımın güneşi Gözlerimin ışığı Siyahlarımın rengi olmuştun !!! İçim sus kan akıtma geceye Yakamozları köreltme ay’ın perdelenmiş yüzünde Kirpik arkasına sakladığın dünyana el sürdürme öfkenle Ah içim sus susta Umutlarım koşarken gecenin parıltısında Her şeyi yakayım yıkayım ve gideyim ! Yine yalnızlık Şimdi ben sensiz gidişlere yelken açtım Sessiz pes edişlere boyun eğmekteyim Şimdi ben yılgınım Şimdi sen yoksun Senli ama sensiz yollara Gebe ayaklarım… |