Derin Bir UykuBeyaz çocukluğumdan uyanan, Gün batımı, ufukta açan kızıl gonca Nedir şimdi gözlerine sürdüğün hüzün? Odaları kan kokan şehrin, kalkalım yatağından, Kurumuş kiraz ağaçları bize küskün. Yanımda uyu güzel çocukluğum Bir ninni gibi yıkasın isterim saflığın ezgisi kulaklarımızı Mavi göğün boşluğuna esriyen tozca Ölüymüşüz meğer ikimiz uzun zamandır Atların koşmayı unuttuğu günden beri Arşa dualar göndermeyi bıraktım ben. Ulaşamayacağı belanın ve üçüncül zamirlerin, Bir yer biliyorum Denizlerin çıplak, zamanın cenin olduğu Yalnız sert rüzgarların öptüğü uçurumlar kadar temiz, Yıldızlı akşam, beyaz bir kış biliyorum Gün batımının çocuk kaldığı Yanımda uyu güzel çocukluğum. |