SAÇLARI AĞARDI ZAMANIN
vuslata eremeyişin efkârı kaldı dilimizde
nakaratın ah u zarı hayat her türlü umuda kucak açmış iken figanları düştü talihimize gayri meşru anekdotları boran vardı zor an böğürtlenler zencefiller ıslandı da ıslandı aforizma atmaksa payımıza düştü birde zincir bozanlar inikasların adı kaldı virtüellerin etrafını ise örümcek ağları sardı güvercin kuşları akrep vaveylalarında ters takla atarken saniye sayanların martavalları boğazlarına tıkandı geceler gündüzlerin meczubu iken heceler kelimelere gebe kaldı kör ebe mertliği bozuldu mısraların kıssadan hisseler gider ayak sarpa sardı şiirler öksüz kaldı şarkılar gönülsüz variyasyonların ardından sevdalar dara kaldı saçları ağardı zamanın borazanların sesi tutuklandı bakir bir sevgi ısmarlamıştık oysa ağız tadımızdan onlarında defoluları kaldı yoksa erken mi gelmiştik dünyaya geç mi fark etmiştik nakislerimizi ne dersin hülya |