Kar'a Hasreti
Anadan üryan ranzamda
Çığlıkları uyanır mahpushanenin Dört kollu kilitleriyle Birde canına yandığım kehribar Nice gecelere pisler kar’a hasreti Nasıl derme bir iş güzarlıktır ki Arşınlar arsız adımlar upuzun koridorları Pencereden düşen boynu kuğu gece Ranzanın yan üstüne musallat Seğirtir alnın çatısına teneşirin kar’a hasreti Ve en çok bizim oralar bilir Çapak sürmeli gözlerin kederini Ölüm kucağımızda kuştüyüyken Hani çakarsın girmez ya duvara çivi Öylede çakılmış usuma kar’a hasretin Kışladan iner duvar sürüsü dama Ağırdan dumana doğranır başım Ağırlamalı kapı pencere birde gardiyanı İnler avuçlarıma birikir kızıl akşamlar Derttir kıpırtısız bakışın kar’a hasretine Zulüm fışkırtsa da zindanlar Ölüm çürütmez Çengele takılmış bir ezgiyi Çatlamış dudağında dişin mor izi Çalar bir tutam kar’a namuslu hasretlere Kuşluk vakti mahmur henüz Göğsünde inceden bir sızı Yüreğini yarar kara toprağın saban Gün vurur tene yoksulluk ayrışır Zeytinin dalına başlar kara hasreti Kıymık gibi batan gecede Çeliğin soğuk nefesi uyusa da bileklerimde Alnıma yakışmaz kaderin murdar mührü Güne kuşku sarkıtan cevher sabrım Puşt yıllar neden yalvartır hasreti Sütü bozuk hayın ustura Kâgir değirmenin can pazarı sularında Billur yaşıma bilenir Ölüm çığırtkanları harcar kardeş gülüşlerimi Perdesiyle toprağa kar’a hasretleri |
Yüreğine emeğine sağlık
_________________________________Selamlar