tizŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 05042012
rengarenk di galiba tüm flamalar yolların aydın hükümranlığında acı değildi sirenlerin çığlıkları zamanınca gidimlerin ardına sonsuzluğun düğümlerini çözebiliyorken göğüslerine ölümlü gemiciler nasırlı eller eder di belki tuzun ruhundan damlayan bir tutam serinlik simitçi tezgahlarına henüz sudan bir dizenin rahminde lacivert tenler giyinemeyen tanısız dalgalar koşan parmakların sahiline sahra gezegenin leyli gözlerinden bir avuç dolusu yosun saçlı çocuğu dağların ötesine düşen pınar şafaklara yetiştirme telaşında sandalcı . |