BU BENİM SESİMAnadolu bir tarih, Anadolu bir destan, Bin yıl boyunca kaç kez yazılmış yeni baştan. Gerçi çok yokluk çekmiş, belli, gözünde yaştan, Hiç urbası olmamış belki atlas kumaştan. Gerçi evleri kerpiç, yollar topraktan, taştan, Onun insanı çekmiş, mihneti her savaştan... O, bana Malazgirt’ten, Alpaslan’dan yâdigâr, Çanakkale bir mühür, Aziziye’ye kadar. Her karış toprağında kaç neslimin kanı var, İşte İnönü, işte; Sakarya, Dumlupınar! Her köşede bir ulu, erenler, evliyâlar, Kahramanlar, bilgeler, Yunuslar, Mevlanalar... Şimdi o topraklarda it - köpek dalaşıyor, Üstelik ortada bir söylenti dolaşıyor, İtler, ’özgürlük’ diye bölmeye çalışıyor, ’Federasyon’ sözüne, kulaklar alışıyor. Dünyanın çobanı da, bu işe bulaşıyor, İtlerle çobanların oyunu gelişiyor. Sam amca vermiş çoktan buyruğu, icâzeti, Bir yandan, sinsi, kalleş Batı Medeniyeti (!) ’Sulh’ diye, ’barış’ diye gizlemişler niyeti, Bölünmek olur mu hiç bir barışın diyeti? İstenen, bir ulusun tarihe ihaneti, Bu millet şereflidir, çekemez bu mihneti. İmralı’dan Kandil’e ulaşsa bile illet Sulh diye alttan almak, Türk tarihine zillet.. Yüreğinin sesine kulak ver de duy, millet, Dosta, düşmana karşı, Türk tavrını koy, millet İç- dış sahte dostları, maskelerden soy millet, AFYON MU YUTTUN, UYAN, ŞAHLAN ARTIK, EY MİLLET... Ünal Beşkese (2012) |