ŞİRAZE-84
HÜZNÜN AYAK SESLERİ
Gecenin kaçıydı bilmem Bir ayak sesi duyuyorum hafiften Adımlar hem yaklaşıyor Hemde sıklaşıyordu, ardı ardına Gönül kapımı çalmadı bile Geldi çöktü yüreğimin Baş köşesine Hazan mevsimi de değildi ama Yine de beni seçmişti hüzün Ocak ayının En uzun gecelerinde Ciganlı şarkılardır artık Durmadan çalan Özlem nöbetleri sararken Duygularımı Ayrılığa esir düştü aşkımız Bağışla beni Zaten ban Mutluluğun ayak seslerini Duymadım ki hiç Deşme felek nolur, deşme derdimi Ayrılık derdini, çekemez oldum Terkeyledim vatanımı, yurdumu Kimsenin yüzüne bakamaz oldum Bir kaşı karanın Derdindeyim ben Esiyor başım da aşk deli deli Oysa ben Her gece Dualar edip yatıyorum Sen Şiraze Yine de Rüyalarıma Girmiyorsun bak Bir yanım aşk kokar Bir yanım hasret Divane bülbülün Ah-ı zarı var Bir yanım cehennem Bir yanım cennet Vuslatsız sevdanın Kor ateşi var Şu ayak sesleri kesildi amma Yitik sensizliğin Kör nefesi var Hüzün tarlasında, yeşermez umut Zaman mefhumunda, bitiyor limit Gam, keder acıya verirken komut Ben işin içinden, çıkamaz oldum Bir leyli sabadır Tan’a ulaşan Firari uykular, terk etti Çoktan Bir seyri güzellik Mihr’in inağı Yıllar yordu Yollar yordu Bizde sevda, ateş kordu Aşkımızın Gözü kördü Bilir misin ey şiraze Yalnızlıkla başım dertte Şimdi Acem dağlarında Ben yoksun, ben garip, ben mahzun Merhem olmuyorsun yaralarıma Esin bre esin seher yelleri Gayrı benim için, durmadan zaman Ne yapsam nafile Aşkta yok aman Tutunduğum her şey, kuru dal şimdi Dudağım mühürlü, dilim lâl şimdi Haydi bekliyorum, çıkıp gel şimdi İçimi kimseye dökemez oldum Bak Şiraze İşte böyle, durum, hâl Şu gönül ipini Özgür bırak, sal Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ ETEK YAZILARI LEYLİ SABA: Seher vakti, günün ağarması MİHRİN İNAĞI: Güneşin doğuşu |
Yeter ki sevmmeye gör, İnsanın dengesi bozulur, Mecnun'a döner…
Şiir yaz, şairi sev…
.................................................... Saygı ve selamlar..