kenttüm ışıkları söndü yarının siyah beyaz savrumu alacalık gecenin teninde yaşamın çatısına anlamlar yüklemleyen geçmişli derviş patikalardan gri suretler geçti ve yürekler duvarlardan rengini sökerek çocuksu masumiyetin umut oyunlarla kokusuna bezediği sokaktan sekerek ardına bakmadan bir avuç buğdayın iyi dileğini saçarken bozkır sarı göğüslerinden kopup gidenlerine sudan dudaklara şekillenen duaları unuttu belki çaputtan sessizliğin ardına kalanlar kilitlerine sancılandı zincir ebelerin ellerinde kent ve zaman yapraklarını dökmeyecek yine bu nisan öznelerinden ayrışırken sözler plastik ağaçlar |