DEHLİZ
Yırtık bir uçurtma kanadında
Çocukça düşler kurarken Mutluluğumu sere serpe orta yere saçardım. Mavinin özgür ruhu şahittir sevincime. Bulutlar ağlatmaz, Şimşekler de ürkütmezdi. Kanadı kırık martı gibi yalpalayarak Uçarken kahr-ı dünyanın tepesinden Göz yaşıma sakladım hayallerimi. Bir fırtına kopmakta içimde, Özlemim çağ atlatacak güçte Güneş kadar parlak düşlerim var benim. Birde gecelerimi sorun bana, Yalnızlığı hatırlatır her bir dakikası, Bitmeyen acılarını yüzüme çarpar insanın, Yanı başında duran kendinden korkarsın. Hep bir aydınlık hasreti durdu derinlerde Güneşin yoksunluğunda aydınlık özlemimi Gaz lambasından uzayan alevlerde arardım. Elimi uzattıkça alev topuna Annem “cız olur” derdi Ben çekerdim elimi, Ateşin karanlığı yaktığını, Annemden öğrendim Yanık bir gece ve bağrı yanık Türküler Kerpiç duvarın kireçsi beyaz ışıltısı Gözünü kamaştırırdı insanın Ürkek duygularım yaslı söylemlere bürünürdü Ne gece koynuna aldı beni Nede ben sarılabildim doyasıya Muhabbetimiz hep kısırdı bizi ilişkimiz çıkar ilişkisin öteye geçemedi hiç. O üstüme geldikçe ben kaçıyordum. Hiç sevişemedim şöyle doyasıya. Ayda bir gördüğüm rüyamlarım dışında, Çekilir yanı yoktu hani, Mutlu düşlerim vardı rüyalarımda Aydınlık dünyamda göremediğim, Sarılıp kokladığım, yaslanıp ağladığım, Şaka yaptığım şakalandığım, Oyunlar oynadığım, Güldüğüm gülüştüğüm Sevdiğim seviştiğim Sevdam vardı, Hayat vardı, Babam vardı, Uykularım derin Rüyalarım hep uzundu benim. Erdal EBEM |
Var olsun, ilelebet yaşasın, şiiriniz ve duygularınız…
Tebrik ederim…
.................................................... Saygı ve selamlar..