dansı kara çala kalemöğle vakti gidimleri gölgelerin izinden yorgun atların merasimi zaman kırbacını savuruyor arabacı siyah saçları konfetiliyor imbat bekliyor poyraz örsünde nalıncı tekerlek icat olduğundan beridir güneşin altın saçlarında mor sancı sustuğunda betonarme yürekler çimenlerin türküsü çözülür yeşil sarmaşık çelik karkas kırlardan gecenin alevli dansı başlar coğrafyasız ateşlerin başında bir al yüzlü gacı kız kalelerin köz mazgallarından kahveli garlar akar marmaranın yutağına keşişli dağların martılarını seyreder sirenlerin ardından tanrılarını karanlığa kurban veren isli hancı zor olmalı esmer sevgililerin ardından bir dimağ ve ülke dolusu kanat taşımak omuzlarda ölü çınarlara yakılan taciz şarkıları kırmızı ile siyah sevişirken yeşil varoşlara baltaların gölgesinde en zoru benim serçemdi çığlıkları kasıkların volümünü yırtan kartal pençeleri büyütmenin verdiği isterik acı ışık göz kapaklarını aralıyor rakım ayırmıyor yorgun mezarcının küreği toprak tamlanmamış öyküler anlatıyor öz çocuklarına mor yine güneşin altın saçları korkulu gözler giyinen tenlerden yarınlı sözler sökmekle meşgul tabelacı daha bir yürekten savruluyor kırbaç bilinmeyen dillerden karalamalar haykırıyor boğuk sesinde artık arabacı |