3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1111
Okunma
Şafaklarda kar var
Görümsüz bir dünya maviliğinde
Onca yığın yığın inlerken
Bir nebze seni düşlerdim....
Ala bildiğine alalık
Mevsim karanlık ve ıslak
Zeytinden düşen çiğ damlası
Senin gözlerindir ancak
Bazen kayboluyorum
Beton duvarların çiçek kokusunda
Haykırıyorum ama duyamıyorum
Yankısız bir gonca tınısında
Ellerimden yüksek daha ne var ki ?
Bir de küçük merdivenler
Baktıkça eriyorum
Gördükçe tükendiğim gibi
Vakit bizi ıssız bir mateme sürükleyen
Ardınca soru işaretleri çığırı !
Kainata yön veren sözler
Yoksul ve bitevi bir çığlık
Namluda ekmek buğusu
Yan koltukta oturan bir hanfendi !
Cebimde üç beş kuruşluk saltanatım
Yokluğum içli bir nağmedir
Öksürük çalgısında
Üşüdükçe titreyen bir parmakçık
Lale kokan topraklara
Gül fidesinden hoyrat
Çiçeksiz masumi bir tat !
Görmüyormuşum dünyayı
Bilmeden bin katlı binaları
Yaşıyormuşum
Adım çobanıl bir yıldız perçemi
Göğsümde kınalı bir keklik var
Parmaklarım ve dilimde kekreklik
Zinet derdik evvelden
Zinetin adı olmuş
Serserilik
Sahi ya nasıl unuttuk biz
Al yazmalı odalarda
Bin ağlayan gençliğimizi
Soba tüter doğan güneşe
Bir kurum ekmek gibi
Hasretiz şimdi geçmişe
Artık eskisi gibi aramıyoruz
Mesela organik kelimesi
Mesela doğal ürünler
Hepsi eski bir arkadaş !
Bazen şu duman kokan sokakları
Elektirik cızıltısında geçen
Bir radyo modernitesini
Sadece dört tekere ait kılmışız
Sonra okuma eylemini
Çoksul bir kemerle
Bunalan bir fer ile
Buğz etmişiz cahil kala kala
Oyalı mendilleri kan silerdi
Onda bir asalet vardı
Sonra yazma yazma dokunurdu aşklar
Şimdi bozma bir binadan haiz aşklar
Çelenk gider mi hiç düğüne ?
Modern bir kompozit isek eğer
Yakında havale ederek yaşam taksitleri ödeyeceğiz
Gülmek eylemi kahkahayı alalı çok oldu
Şimdi insanlar gülmeden ağlamaz oldu
Biterse bir gün petrol ve elektrik derken
Gözlerimizi kiralık vereli çok oldu
Yitip giden ırmaklar kenarında çiğdemler
Soğuk bir kedi yavrusu
Bazen açlıktan uyumayan nice ademler
Yardıma muhtaç oldu
Yardıma kimin ihtiyacı yok şu devirde ?
Kimi varlığa kimi yokluğa muhtaç
Elimde bir derin mektup
Yazmışım geçmişi unutup
Selamlar karıştı kısa tümcelere
Yalanlar oldu hayatın cilvesi
Trenlere sözüm yok
Onlar kaldı bir tek
Özlemlerin mirası, terkisi
Umut aradı çoğu bir kadeh için
Bin yol teperek tırmandı
O günah şehirleri
Ve kalmadı dilimde
Dilimin nağmeleri
İğdiş bitmek üzere
Beyin ve körlük eş sesli kelime
Sevgi topalladı aşk öldü
Masumiyet sadece bir öykü
Riyadan fırsat kalmadı nihayete !
Hiç kimse sonu bile görmüyor
Tekrar tuşunu fazla abarttık galiba
Yaklaşırken ebediyete
Sonra bir kaval çaldı yüreğim yandı
İçimde ada çayı kekik kokusu uyandı
Ver elini karlı dağlar aşalım
Şu şafaklara kar yağsın
Bir bayram kucaklaşalım
Odamda kokusuz çelenkler var
Kitap derler onlara
Yazarı mutsuz bir ölüden kalan
Nice tümcesi kemikleşmiş
Yani aziz dostum kalem
Yazan da bilmiyor
Gören de bilmiyor
Okuyan hiç umursamıyor
O zümrüd ü anka çağını....
5.0
100% (7)