õzledim..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın aşkı öğretenime/öğretmenime..
he-ce-le-ye-rek söylüyorum adını he-ce-le-ye-rek bakınıyorum her yere yoksun... ve he-ce-le-ye-rek kendime geliyorum tavan arasında kitlenmiş sandıkların hiç açılmayan sırları var hiç öpmediğim avuç içlerinde iste sen iste yeter ki sana anlatabilirim bunu yapabilirim ve şimdi şu anda şu salisede bunu yapmak için gerekliydin sen... yüreğinden önce gözlerin öğrenmişti rengimi ve sonra bedenin ki sırtında bir yerlerde rengi maviye kesik yürek izim bir düş bozumu gerdanında öylece usulca bilirdim. bir kenti durduk yerde terk edemezdin evet evet bir kenti dedim ve ben kendimden bile henüz bahsetmedim yokluğunda bile o kadar çoksun ki bende/bu bedende yokluğunda martılara atılmış denizin yüreğinde seken taşlar çarpıyor göğsüme ve işte ben bu yüzden hiç hedefim olmadan sana geliyorum yüreğindeki/yüreğimdeki mavi izden kapılardan/yollardan/denizin tam ortasından sana diyorum/ sana diş aramda maydanoz kırıntısı yok ve geçti ağzımdaki keskin soğan kokusu yeter çevirme başını sakin ol lütfen sakin ol ollll ! sadece ol kapat gözlerini ve öp beni ciğerlerime dokunsun nefesin sarmaşık gibi sar beni aklımda geçmiş, senli günlerimden hatıralar var beraber gülüyorduk ya hani hani bir gün çok kızmıştım sana mızıkçılık yapmıştın offf bilmem hangi gündü sorma yüreğime düşüyor işte an/sızın zaman/sızın neyse neyse ne özledim seni tamam mı özledim dedim tamam mı? açık/saçık özledim.. (...) |