bilemezsin..senden sonra… farklı dokunuyor kelimelere parmak uçlarım ve zorluyor beni bilmem kaç zamAnlı heceler ki peki o biçimsiz işaretlere ne demeli? söküp onları derinden, anlamlı bir cümle kurma telaşları, satır/satır sana dökülürken ki senden sonra, tüm boşluklarıma akıyor ırmaklarım. bil/emezsin keskin bir süreç bu/devrim. iç-sel ayaklanma.. bir hayat avareliği gibi soluk alma biçimi hırıltılı ve derin ıslak sırılsıklam odaklanma anı ki büyür bebekleri g¬özlerimin, güzel haller arifesinde, sana doğru yaptığım o yolculukta mekaAnsız/zamanSız.. her virgül çakıl taşı olur derinlerinde okyanusun ve ses/lenişler nokta. iksir değil bu sır da. konu sen olunca büyüsü düşer harflere kokunun ve genişler yüreğimin hacimleri seni çekmek için derinlerine, kendime ki yazdığımda sana/ aktığımda mektup mektup, sana dökülen her harf. su/damla ve metin/ler tutkusu olur yaşamın tutuklusu müebbetlerde ve... bir bakıyorsun.. kirişi sökülüyor yüreğinin üzerinde kurulu o ruhların.. yol neden bitmiyor diye düşünmeye başlıyorsun o zaman.. düş bozumları bunlar.. boşluğunun fecir vakitleri ki üzerinde sayfalarca şiirler birikiyor kapı aralıklarına çarpıyor rüzgar/ayaza çıkan sokaklarda kimsesizlik ve sessizlik susuyor ve parmaklarını mühürlüyor yüreğinde.. bir bakıyorsun/ çerçevelerde arayıp bulamadığın o yüz yatırıp seni taşlara, çarpıyor kir tutmayan yosunlarını.. mevsimler diyorum, mevsimler.. sana yakışıyor bana günler ve geceler. yol neden bitmiyor geçip gittikçe uzaklara. bilemezsin… ve yar duygular dillenince kuytularımda, kasıklarıma düş/erken zerresi her anın ısırıp alt dudağımı zirvelerine tırmanıyordum dağlarımın ki dağlarım sendin ve sen bilemezsin.. yalan söylemeyi beceremeyen çocukların düşleri karışıyor gözlerime! içimden sana şarkılar söylemek geliyor çirkin ve kırgın sesimle ve sen bilemesin.. hiç sorulmamış bir soruya verilmiş yanlış bir cevap gibiyiz şimdi. nerede nasıl olduğumuzun bir önemi yok. kapatıp gözlerimi yüreğini çağırıyorum en derin yerlerime tutup ellerini bırakmak/sızın zirvelerine tırmanıyoruz dağlarının ki umutlanıyor yerin yüzü umutlanıyor sular ve kar. bil/emezsin. değişmiyor unutulmasını beklediğimiz hiç bir iz gözlerini aç! çeke çeke! saçlarımın kırıklarından dik karşına hesap sor hep aynı cevabı bulacağın bir yüze ki şşş tamam -içimdengeldi- içini yerim derimde ıslanır dilim uslanmak/sızın ve sen bilemezsin.. ruhumun derinliklerinde yüreği delen bir iğnenin ucunda kalakalıp! camdan kulelere düşen o gölge o karanlık ses ıslak nefes benim sana ulaşmayan soluğum şimdi ki sen bilemesin.. kaybedilmiş günlerinin sorulmayan hesabı ödenmemiş kaç düş bıraktıysa arkasında. hayır! buna izin vermiyorum. bir şiire benzemesine izin vermiyorum. yazmıyorum artık yaşıyorum. -tekbaşıma!- ki sen bilemesin.. yorulup kendinden bir gün kaçarsın diye kentime.... içimden deniz geçiyor yüreğiM! nefesini tut. ve dal şimdi içime. boğulmayan ve tutuşamayan ölmeyen ve öldürülemeyen bir lanetli gibi yaşamaktan sıkılıp sana sarılıyorum bilemezsin.. (...) |
Sizi okurken anlamların içine dalmak beni sevindiriyor...
Düş bozumları bunlar..
Kırıkları hayallerimin...
Teri avuçlarımın...
Gel...
yüreğini çağırıyorum
en derin yerlerime
tutup ellerini
bırakmak/sızın
zirvelerine tırmanıyoruz dağlarının ki
umutlanıyor yerin yüzü
Sabırsız sıcağı güneşin.
İnan bir gün,yorulup kendinden kaçarsın diye
kentime....
Deniz deniz mavi yüreğim...
Ilık ılık rüzgar...