HECE HECE YAŞAMAK...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Lahit benzeri endamlı coşku… Ritüeli enginlere denk düşen Azametin henüz kesilmemiş başı. Şimdi bir lanet doğuruyor aşk ve yargı. İnsanlıktan nasibini almayan delişmen gölgelerin fıtratına Buyur ettiği öfkeyi kutsuyor. Satırlarda düşkün kadınlar… Notalar düşkün; Sureler kırılgan Hele ki yarının yükü azman bir rabıta Köhne sunumlarında beylik cümlelerin Metazori bir ikilem Taşan damarlarımdan boş yere. Zamanı geçti Tanrı; İnsanı görmezden geldi Buyur ettiği hidayetine kutsal yalnızlık Şerh düşerken Şehirler ve iklimler yetim kaldı. Şaibeli bir doğum; Pekişen azgın dalgaların rahmine düşen Çakıl taşı benzeri umudun Kırık tekerinde Bir yanıp bir sönen Tutulmuş nutku. Peyda olacak birazdan; Aşk perhizine giren yobaz ikrardan Çatırdayacak gök kubbe: Divane bir ölüm dileyen şairin gizemli kaleminde Nakşeden hoyrat rüzgâr biçecek kılıfını: Soytarı bir sitemde; Boğan yürekleri Dalgalı sevgisiyle Dalmaktan yüzeye çıkmayı unutan Nice şair yenik düşecek… Boşboğaz imgeler çukurunda İhya edilesi kurbanların Sonlarına nüksedecek yorgunluk Derken mimlenecek gölgesi yokluğun Çocuklar da ölecek azar azar eksilen Masumiyetin fıkrasına teğet geçen Bir aşkı daha boykot ederken Tanrı. Azabın körüklediği; Sıfatların engelli birlikteliği Ve çatırdayan yüreğin indinde Kelam da susacak Kara laneti bu kez İblis kundaklayacak Bilmeden kendi sonunu hazırladığını. Küfreden beynamaz coşkusu fıtratın; Dumura uğrayan peygamber sevgisine Tanıklık eden her lehçede Kır saçlı dalgalar peyda olacak Ölmek üzere geldiği noktayı Elleriyle ötelerken mutluluğu Bilinmezin yorgun vicdanı.
Bir rutine kement atan çağın yangını
Açığa çıkan çağrıda vicdanın imtihanı… Bir geçit ki; Dar lahzalarda emsalsiz önem teşkil eden bir çapa adeta. İçin için kundaklanan yangınların da mabedi Her buhranda kayıtlı safsata benzeri eylem. Bir delikten geçen iğnenin İpliğe olan özlemini katlayan Sudan sebeplerle mezarını kazan Azman bedenin de tekelinde O rahvan ve kaygan yalan: Zanlı ve muktedir; Yanlı ve kadirşinas bir özlem Deşifre edilen mabedin girizgâhında Yandan çarklı bir sunumla İhya edilesi benliğin çeperi Zaman aşımına uğrayan sevda misali Her öngörü ve yanılgı; Her kazanım aslında kayıp Ve ayıp bir sancı doğum addedilen Hele ki; küllerinden doğuyorsa insan… Zaruri bir gereksinim Olmadık bir cümlede peyda olan teyakkuz Israrcı kimliği ile neşeye ayna tutan Töhmet ve yanılgı: Şaibeli bir şiirde ne çok tümsek Şairden çıkıp da yola Sırlarını seren kalemden nasiplenen Sevdanın efkârına Banmışken dizeleri Nasıl da beyhude bir coşku Gölgenin raksı Benlikten kayıp Aslına küsüp Yarına erip Erişkin bir yürekte Kocaman bir yürek. Çocuk kalmışlığın bahtında Solan bir çiçekten dahi medet umup Asılı kaldığımız tarhında şiirlerin Kopan bir çığlık Şairin efkârı Bam telinde ömrün Sükûtu içen yudum yudum Ne olacak kaygısı sirayet etmişken Erip ermediği zamana kalmış: Hüzün yüklü tefekkürde Mihrabı dizelerin Yetim kalmış bir közde Yanık yüreğin düşleri. Hece hece yaşamayı inatla savunuyorsan Sevginin evcimenliğinde Göz göre göre Bir şiir olmaya meyletmişken Bilinmezin lehçesinde Bir azap dahi yıkamaz, yakamaz seni Sevgide tutsak hengâmenin Ufkunda tuzak dolu Bir mahşeri Ellerinle iterken geriye. |